Mide Kanseri: Belirtileri, Tedavi Yöntemleri ve Beslenme Önerileri

Mide Kanseri: Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri
Mide kanseri, genellikle erken dönemlerde belirgin semptomlar göstermediği için fark edilmesi zor bir hastalıktır. Eğer tedavi edilmezse, ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Karın bölgesinde yaşanan ağrı, mide yanması, iştah kaybı ve ani kilo kaybı gibi belirtiler, zamanla daha belirgin hale gelebilir. Mide kanseri gelişiminde etkili olan başlıca risk faktörleri arasında sigara kullanımı, aşırı tuzlu gıdaların tüketimi, düzensiz beslenme ve genetik yatkınlık yer almaktadır.
Görülme Sıklığı Erkeklerde 4’üncü, Kadınlarda 7’nci Sırada!
Bu bağlamda Medicana International İstanbul Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Cengizhan Yiğitler, mide kanseri hakkında önemli bilgiler sunmaktadır. Prof. Dr. Yiğitler, “Mide kanseri vakalarının büyük bir kısmı mide iç zarından kaynaklanmaktadır. Tüm kanser türleri arasında görülme sıklığı bakımından 5’inci sırada yer alırken, erkeklerde 4’üncü, kadınlarda ise 7’nci sıradadır.”
Belirtiler
İşte Mide Kanseri’nin Belirtileri…
Prof. Dr. Yiğitler, tanının anestezi altında gerçekleştirilebilen bir görüntüleme yöntemi olan endoskopi ile konulabildiğini belirtiyor. Endoskopi ile mide iç zarı detaylı olarak incelenerek kanser belirtileri tespit edilebilir. Mide kanserine özgü bir belirti olmamakla birlikte, karın üst kısmında ağrı ve yanma, istemsiz kilo kaybı, iştahsızlık ve bazı hastalarda ete karşı tiksinti hissi gibi şikayetler görülebilir.
Tedavi Yaklaşımları
Mide Kanseri Tedavisinde Multidisipliner Yaklaşım Çok Önemli
Özgül olmayan bu yakınmalarla yapılan endoskopik inceleme sonucunda, mide iç zarında kabarık bir bölgenin ortasında ülser şeklinde görüldüğünü ve biyopsi alındığını vurgulayan Prof. Dr. Yiğitler, “Alınan biyopsilerin mikroskopta incelenmesiyle tanı konulur. Bu inceleme ile kanserin yerleşim yeri ve büyüklüğü belirlenir. Ardından, hastalığın vücutta yaygınlığının araştırılması aşamasına geçilir. Bu amaçla akciğer ve karın tomografisi çekilir. Ayrıca, biyokimyasal araştırmalar, serum belirteçleri ve moleküler incelemeler yapılabilir. Gerekirse PET-BT incelemesi ile hastalığın klinik evrelemesi gerçekleştirilir. Bu aşamada, hastanın durumu, cerrah, gastroenterolog, tıbbi onkolog, radyasyon onkoloğu, radyolog ve nükleer tıp uzmanının yer aldığı bir kurulda değerlendirilerek, her hastaya özgü tedavi yaklaşımı oluşturulur. Böylece hastalar lokal hastalık, lokal ileri hastalık ya da yaygın hastalık olarak evrelenir.” şeklinde konuştu.
Erken Evre Mide Kanserinde Cerrahi Müdahale
Prof. Dr. Yiğitler, “Erken veya lokal ileri evre mide kanserinde cerrahi tedavi öncelikli seçenektir. Erken evre tümörlerde cerrahi müdahale tek başına yeterli olabilir ve hastanın sağlıklı bir yaşam sürmesine imkan tanıyabilir. Mide kanseri ameliyatında, tümörün yerleşim yerine bağlı olarak midenin bir bölümü veya tamamı çıkarılabilir. Geleneksel açık cerrahinin yanı sıra, uygun hastalarda laparoskopik veya robotik cerrahi de tercih edilebilmektedir.”
Multidisipliner Tedavi Yaklaşımı
Mide Kanseri’nde 3’lü Tedavi Yaklaşımı
Mide kanseri tedavisinde multidisipliner yaklaşımın önemine dikkat çeken Prof. Dr. Yiğitler, sözlerine şöyle devam etti: “Hastalığın tanısı ve evrelenmesi sürecinde patolog, radyolog ve gastroenterolog ile iş birliği yapılması gerekir. Erken evrede yakalanan mide kanserleri endoskopik yöntemlerle çıkarılabilir ve bu sayede 5 yıllık sağ kalım oranı artabilir. Midenin dışına taşmış ve lenf nodlarına veya diğer organlara yayılmış tümörlerde, radyoterapi ile tümör küçültülerek cerrahi için uygun hale getirilebilir. Karaciğer gibi diğer organlara yayılmış vakalarda ise kimyasal tedavi ilk tedavi yaklaşımı olarak uygulanmaktadır.”
Ameliyat Sonrası Beslenme
Ameliyat Sonrası Doğru Beslenme Büyük Önem Taşıyor
Cerrahi tedavi sonrasında, yapılan ameliyatın tipi ve yara iyileşme sürecine bağlı olarak hastanede 5-10 gün arasında kalındığını vurgulayan Prof. Dr. Yiğitler, “Bu dönemde beslenme çok önemlidir. Midenin alınması ya da kapasitesinin azalması, hareket azlığı ve kullanılan ilaçlar nedeniyle iştahı azalan hastalar, dikkat edilmezse kilo kaybedebilir. Bu durum, yaraların geç iyileşmesine yol açabilir. Bunu önlemek için hastanede yatış süresince damardan ve/veya ağızdan enerji ve protein içeren çözeltiler verilmelidir. Taburcu olduktan sonra da beslenmeye dikkat edilmelidir. Beslenme durumu ile ameliyat sonrası toparlanma süreci doğrudan ilişkili olup, hastanın iyileşme sürecinde kritik bir rol oynamaktadır.” şeklinde konuştu.











