Aşırı Düşünme ile Başa Çıkma Rehberi

Bozuk plak gibi bazı düşüncelere takılıp kalmak, zihninizi sürekli meşgul ediyor ve ana odaklanmanızı engelliyor mu? Geçmişteki keşkeler ya da gelecekteki kaygılarla mı yaşıyorsunuz? Bu durumdan kurtulmak düşündüğünüz kadar zor değil. Yeditepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü Başkanı Doç. Dr. Berke Kırıkkanat, aşırı düşünme ile ilgili önemli bilgiler sunarak bu sorundan nasıl kurtulabileceğinizi paylaşıyor.
“Düşüncelerin İçeriğiyle Tükenme Hali”
Doç. Dr. Kırıkkanat, zihnimizin bir ya da birden fazla konu hakkında sürekli düşünme eğiliminde olduğunu belirtiyor. Düşünceler üzerinde düşünme yetimizin (metacognition) bizi diğer canlılardan ayıran önemli bir özellik olduğunu vurguluyor. Kırıkkanat, “Düşünceler üzerine düşünmenin sınırlarını bilememek, bireyi aşırı düşünme tuzağına düşürmektedir” diyor.
“Aşırı düşünme, tehlikeli, işlevsel ve sağlıklı olmayan bir düşünme alışkanlığıdır. Düşüncelerin içeriğiyle tükenme halidir” ifadelerini kullanan Kırıkkanat, aşırı düşünmenin eyleme geçmek yerine bir düşünce üzerinde saatlerce zaman harcamayı da kapsadığını belirtiyor. Bu durumun kararsızlık ve harekete geçmeyi zorlaştırdığını ekliyor. Aşırı düşünmenin, problemleri gereğinden fazla önemseyerek değerlendirme hali olduğunu ifade ediyor.
Neden Takılıp Kalıyoruz?
- Bireyin hayatının her alanını kontrol etme arzusu,
- Belirsizliğe tahammülsüzlük,
- Her şeye çare arama eğilimi,
- Pişman olmaktan ve başarısız olmaktan korkma,
- Kusursuz olmak için aşırı çabalama,
- Olayları felaketleştirme ve yaşanmış deneyimleri aşırı genelleme, ya hep ya hiç düşünme tarzı.
Yol Açtığı Sorunlar
- Düşük ruhsal ve bedensel enerji,
- Düşük yaşam doyumu,
- Odaklanma problemleri,
- Ruhsal rahatsızlık,
- Uykusuzluk,
- Eylemsizlik durumu.
Aşırı Düşünmeden Kurtulmanın Yolları
Doç. Dr. Berke Kırıkkanat, aşırı düşünmeden kurtulmanın yollarını şu şekilde sıralıyor:
Düşüncelerinizi Fark Edin:
Düşünceler üzerine farkındalık, aşırı düşünme alışkanlığını azaltmanın ilk adımını oluşturur. İlgili düşünceleri, ne zaman, nerede ve neye karşı oluşturduğunuzu belirlemek önemlidir. Bilinçli farkındalık egzersizleri ile, şu an ne düşündüğünüzü, bu düşüncenin sizi nasıl hissettirdiğini ve hangi tür davranışlara yol açtığını gözlemleyebilirsiniz. “Bu düşünceler gerçek mi?” veya “Şu an yaşadığım problem, benim yeteneklerimle kontrol edebileceğim bir konu mu?” gibi sorular sorarak süreci gözlemleme ve tanımlama fırsatı bulabilirsiniz.
Yapabileceklerinize Odaklanın:
Güçlü ve geliştirilmeye açık yönlerinizi tespit edin. Zihin, problemler için yanıt ararken benliğinize dair farkındalığınız ve bilginiz (self-knowledge) yapabileceklerinize odaklanmanızı sağlar. Bu farkındalık, her şeyi çözmenin mümkün olmadığını hatırlatır.
Düşünme Hataları Üzerine Çalışın:
“Zihnin söylediklerinin gerçeklik payı var mı? Bu düşüncelerin bir faydası var mı? Zararları neler?” gibi yardımcı sorular, düşüncelerin sadece düşünce olduğunu anlamanızı sağlar. “Ya daha kötü olursa?” gibi felaketleştirici senaryolar veya “Geçen sınavda yapamadım, şimdi de yapamam” gibi aşırı genellemeler üzerinde çalışarak alternatif rasyonel düşünme biçimleri geliştirmek, aşırı düşünme alışkanlığını azaltabilir.
Dikkat Dağıtıcı Egzersizler Yapın:
Düşüncelerden kurtulmak veya bastırmak yerine dikkat dağıtıcı egzersizlere başvurabilirsiniz. Bunlar, bireyin hoşuna giden aktivitelere yönelmesi, etrafındaki bir nesneyi 5 duyu organıyla tanımlamaya çalışması veya hoşuna giden bir yeri hayal ederek 5 duyu organıyla deneyimlemesi gibi egzersizleri içerir. Önce gözlemleme, tanıma ve düşüncenin yarattığı duyguyu kabullenme (bu bir kaygı, bu bir öfke gibi) aşırı düşünme ile başa çıkmada önemli bir adımdır.
Kusursuz Olmadığınızı Kabullenin:
Hatalara ve tüm olasılıklara açık olmak, psikolojik esnekliği artırır. Hayatın her alanını kontrol etmenin mümkün olmadığını kabul etmek, belirsizliğe karşı tahammülü artırır. Kendimizi suçlamadan hata yaptığımızda kendimizi affedebilmek, aşırı düşünme girdabına düşmemizi engelleyebilir.
Destekleyici Bir Çevreye Sahip Olmak:
Duygular ve düşünceler bulaşıcıdır. Çevremizdeki kaygılı ve olumsuz kişilerin sözleri, beynimizde gerçeklik olarak algılanabilir. Bu nedenle aşırı düşünme eğilimini artırabilecek kişilerle ilişkileri sınırlamak, sağlıklı bir strateji olabilir.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı