İstanbul’da 23 Nisan Gününde Yaşanan Deprem ve Çocuklara Yönelik Psikolojik Yaklaşımlar

İstanbul’da 23 Nisan Çarşamba Günü Gerçekleşen Depremin Ardından Çocukların Duygusal Durumu ve Uzman Tavsiyeleri
23 Nisan tarihinde İstanbul’da meydana gelen büyük deprem, milyonlarca hem çocuk hem de yetişkin birey üzerinde derin etkiler bıraktı. Birçok kişi kaygı, korku ve panik gibi güçlü duygularla başa çıkmaya çalışırken, çocuklar ise bu olağanüstü durumu anlamlandırmakta güçlük çekti. Bazı çocuklar bu olay karşısında belirgin duygusal tepkiler gösterirken, diğerleri ise içe dönük ve sessiz kalmayı tercih etti. Bu durumda, uzman psikolog Sümeyye Üstün, çocuklara depremin nasıl anlatılacağı, güven duygusunun nasıl yeniden inşa edileceği ve olası kaygıların nasıl azaltılacağı konularında değerli önerilerde bulundu.
Ülkemizi derin bir üzüntüye boğan 6 Şubat depreminden sonra yaşanan bu yeni deprem olayı, toplumda aynı zamanda bir korku ve endişe ortamı oluşturdu. İnsanlar, böyle bir olayın tekrar yaşanabileceği endişesiyle daha da tedirgin hale geldi. Bu süreçte, çocukların ruh sağlığını korumak ve kaygılarını hafifletmek adına temel güven duygusunun temel alınması büyük önem taşımaktadır.
Temel Güven Duygusunun Önemi ve Gelişimi
Deprem, insanların hayata ve dünyaya dair temel güven duygusunu sarsan önemli bir olaydır. Bu temel güven, doğumdan itibaren anneyle kurulan güçlü bağ sayesinde gelişir ve insanın yaşamını şekillendirir. Güven duygusu, adil ve güvenilir bir dünya inancını da pekiştirir. Hayatımızda karşılaştığımız zorluklar ve olumsuzluklar, bu temel duygunun sağlamlığına bağlıdır. Bir binanın güçlü bir temele ihtiyacı olduğu gibi, ruh sağlığı da sağlam bir güven duygusuna dayanır. Bu temel zayıfladığında, üzerine inşa edilen yaşam alanları da sarsılır veya yıkılır. Özellikle çocuklar söz konusu olduğunda, bu güven ve adalet duygusunun yetişkinlere ihtiyaç duyduğu açıktır. Bu duyguların eksilmesi, çocukların baş etme mekanizmalarını devreye sokmasına neden olur.
İşte bu noktada, olumsuz duygularla başa çıkabilmek ve çocuklara destek olmak için yapılabilecekler bulunmaktadır.
Depremin Anlamı ve Kaygıların Azaltılması İçin Bilgilendirme
Depremin ne olduğunu ve neden meydana geldiğini çocuklara dürüstçe ve yaşlarına uygun şekilde anlatmak, kaygıların azalmasına büyük katkı sağlar. Bilgi sahibi olmak, belirsizliği ortadan kaldırır ve çocukların zihinlerindeki boşlukları doldurur. Özellikle küçük yaş grubundaki çocuklara, somut örnekler ve oyunlar aracılığıyla anlatmak oldukça faydalıdır. Örneğin, yerin zaman zaman sıkışıp nefes almaya ihtiyacı olduğunu ve bu süreçte hafif sallantıların olabileceğini anlatmak, onların duruma alışmasını kolaylaştırır. Bu anlatımlar biraz korkutucu olsa da, çocukların güvende olduğunu ve alınan önlemlerle zarar görme risklerinin en aza indirildiğini vurgulamak önemlidir.
Gelişmiş Düzeydeki Çocuklara Depremi Anlatmak
İlkokul ve ortaokul çağındaki çocuklar ise, depremle ilgili bilimsel açıklamaları, fay hatlarını ve yer hareketlerinin sebeplerini daha iyi anlayabilir. Bu yaş grubuna yönelik anlatımlar, görsel materyaller ve gerçekçi bilgilerle desteklenmelidir. Psikolog Sümeyye Üstün, bu noktada çocukların psikolojik süreçlerini ve etkilerini dikkatle değerlendiriyor.
Deprem İçin Pratik ve Güvenli Eylem Planları
Bir deprem esnasında çocukların ve yetişkinlerin güvenliğini sağlamak için hazırlık yapmak oldukça önemlidir. Bu amaçla, bir “deprem çantası” hazırlamak, “çök-kapan-tutun” gibi temel güvenlik tekniklerini öğretmek ve kaçış planları oluşturmak gereklidir. Ayrıca, güvenli alanların belirlenmesi ve bu alanlara ulaşım yollarının çocuklara anlatılması, ani durumlarda panik yaşamayı engeller ve daha sakin kalmalarını sağlar.
Medya ve Görsel İçeriklerin Çocuklara Etkisi
Çocuklarınızı, olumsuz medya haberleri ve görsellerinden uzak tutmak, onların ruh sağlığını korumak adına önemlidir. Haberlerin ve anlatımların aşırı dozda olması, çocuklarda korku ve endişeyi artırabilir. Bu nedenle, çocuklara depremin nedenlerini ve alınan önlemleri anlatırken, içeriğin dozunu ayarlamak ve onların güven duygusunu pekiştirmek gerekir. Çocukların gerçekçi bilgilerle donatılması, korkularını yönetmelerine yardımcı olur.
Rutinlerin Önemi ve Güven Duygusunun Yeniden İnşası
Deprem gibi ani olaylar, temel güven duygusunun sarsılmasına neden olur. Bu güven duygusunu yeniden kazanmak ve çocukların kendilerini güvende hissetmelerini sağlamak için rutinlere devam etmek oldukça faydalıdır. Okula gitmek, düzenli kahvaltı yapmak, oyun saatleri ve sosyal etkinlikler, çocukların psikolojik iyileşme süreçlerine destek olur. Günlük alışkanlıklar, onların kendilerini güvende hissetmelerine ve normal hayata dönüşlerine katkı sağlar.
Duyguların İfade Edilmesi ve Desteklenmesi
Çocukların, yaşadıkları olaylar ve hissettikleri duygular üzerine açıkça konuşabilmeleri teşvik edilmelidir. Bu, onların duygusal iyileşme sürecini hızlandırır. Çocuklar, ihtiyaç duyduklarında soru sormak ve duygularını paylaşmak isterler; bu nedenle, onlara dinleme ve anlayışla yaklaşmak önemlidir. Oyun ve sanat etkinlikleri, çocukların duygularını ifade etmeleri ve yatıştırmaları için güçlü araçlardır. Özellikle, deprem temalı oyunlar ve yaratıcı etkinlikler, çocukların psikolojik iyileşmesine katkı sağlar.
Olumsuz ve Yanlış Anlatımların Önüne Geçmek
- “Korkulacak bir şey yok”
- “Bir şey olmadı ki”
- “Abartma”
- “Ağlayacak bir şey yok”
Görüldüğü gibi, olumsuz ve hafifletici ifadeler, çocukların ve toplumun genel ruh halini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, yaşananlar karşısında empati göstermek, duyguları kabul etmek ve anlayışla yaklaşmak en doğru yaklaşımdır. Duyguların kabul edilip, anlaşıldığı ve desteklendiği ortamlar, çocukların ve yetişkinlerin psikolojik sağlığını korumada temel unsurdur.
Uzman Psikolog Sümeyye Üstün ve diğer uzmanlar, bu süreçte ailelere ve toplumlara önemli görevler düştüğünü hatırlatıyor. Unutmayalım ki, doğru bilgi ve sevgiyle güçlenerek, bu zor günlerin üstesinden gelebilir ve çocuklarımızın psikolojik gelişimini en iyi şekilde destekleyebiliriz.