Yaşam

Çiko’nun Gizemli Macerası

Minik sincap Çiko, güzel ın derinliklerinde zıplayarak ilerlerken, parıldayan bir taş buldu. eline aldığında, üzerinde “İki, dört, altı…” gibi tuhaf sayılar yazılı olduğunu gördü. Çiko, bu sayıların anlamını çok merak etti. Tam o sırada yanından geçmekte olan bilge baykuş Huhu‘ya sordu:

“Huhu amca, bu sayılar ne anlama geliyor?”

Huhu, gözlüklerini düzelterek gülümsedi ve şöyle “Ah, Çiko’cuğum, bu sayılar ormanda saklı bir hazineyi bulmanın anahtarı. Ancak bu yolculukta senin karşılaşacağın engeller olacak.”

Çiko, bu sözleri duyunca daha da heyecanlandı. “Gerçekten mi? O zaman hemen hazineyi bulmalıyız!” dedi. Huhu, başını sallayarak onayladı. Çiko, en yakın ı Titi adlı tavşanı da yanına alarak gizemli sayıların peşine düştü.

İlk Durak: Şelale

İlk durakları, şırıl şırıl akan bir şelalenin yanıydı. Şelalenin ardında gizli bir geçit vardı ama geçidin kapısı kilitliydi. Kilidin üzerinde ise şu sayılar yazıyordu: “Sekiz, on, on iki…” Çiko, hemen taşı üzerindeki sayılarla karşılaştırdı. “İşte, sayılar eşleşiyor!” diye bağırdı.

Taşındaki sayıları kilide girdiğinde kapı gıcırdayarak açıldı. İçeri girdiklerinde karşılarına karanlık bir mağara çıktı. Mağaranın sonunda loş bir ışık parlıyordu. Işığa doğru temkinli adımlarla ilerlediklerinde, karşılarına bir kaplumbağa çıktı.

Kaplumbağanın Bilmece Oyunu

Kaplumbağa, onlara bir bilmece sordu: “On sekiz, yirmi, bu tekerleme de burada . Peki, bu tekerlemenin sonu nereye gider?” Çiko ve Titi, bir an düşündüler. Sonunda Çiko, “Hazineye!” diye bağırdı. Kaplumbağa, gülümseyerek başını salladı ve önlerindeki gizli geçidi açtı.

Geçidin sonunda, parıl parıl parlayan bir sandık duruyordu. Sandığı açtıklarında içinden altınlar, ve birbirinden lezzetli havuçlar çıktı. Çiko ve Titi, hem zengin olmuşlardı hem de karnını doyurmuşlardı.

Değeri

Huhu amca, onlara gülümsedi ve şöyle dedi: “İşte, gizemli sayıların sırrı çözüldü. Ama unutmayın, en büyük hazine dostluk ve yardımlaşmadır.” Çiko ve Titi, Huhu amcaya sarılarak ettiler.

Tam oradan ayrılacakları sırada Çiko durdu ve neşeyle dedi: “İki dört altı benden tatlısı var mı? Sekiz on iki on altı bu fırsat kaçar mı? On sekiz yirmi bu tekerleme de burada bitti.” Ardından Titi ile beraber kahkahayı bastılar. O günden sonra, ormanın en iyi olarak, birbirlerine her zaman yardım eden ve dolu bir şekilde yaşamaya ettiler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir