Sağlık

Vitamin ve Mineral Eksiklikleri: Tehditler ve Çözümler

185 ülke üzerinde yapılan kapsamlı bir araştırma, The Lancet Health tarafından dünya nüfusunun yaklaşık 67’sinin iyot, kalsiyum, demir gibi ö yeterli düzeyde almadığını ortaya koydu. Bütünleyici Sağlık ve Fonksiyonel Beslenme ı Melike Serengil Özçelik, bu vitamin ve mineral dengesizliğinin belirtilerini ve nedenlerini derinlemesine inceledi.

‘Topraktan Gelen Besinler Geçmişte Kaldı’

Halk sağlığı ve fonksiyonel beslenme alanında Amerika’da çeşitli projelerde yer alan Melike Serengil Özçelik, “Günümüzde pek çok insan yorgunluk, bağışıklık sisteminin zayıflaması, odaklanma zorlukları ve hastalıklar gibi şikayetler yaşıyor. Bu belirtilerin ardında yatan sebeplerden biri de vitamin ve mineral eksiklikleri olabilir. Eskiden insanlar, topraktan gelen doğal ve katkı maddesi içermeyen gıdalarla beslenirken, bu durum günümüzde büyük ölçüde değişti” ifadelerini kullandı.

‘Vücudumuzun Besinleri Kullanma Şekli Önemli’

Everglades Üniversitesi’nde ‘Halk Sağlığı ve Fonksiyonel Beslenme’ alanında yüksek lisans eğitimi almakta olan Özçelik, “Modern tarım uygulamaları nedeniyle topraklardaki besin değerinin azalması, milyonlarca insanın farkında olmadan vitamin ve mineral eksikliği yaşamasına yol açıyor. Yoğun pestisit ve kimyasal gübre ı, geçmişte bolca bulunan vitamin ve minerallerin sebze ve meyvelerdeki oranını önemli ölçüde düşürdü” dedi. Özçelik, “American College of Nutrition Dergisi’nde yayımlanan bir araştırmaya göre, 1950-2000 yılları arasında topraktaki protein yüzde 6, kalsiyum yüzde 16, demir yüzde 15, B2 vitamini yüzde 38 ve C vitamini yüzde 15 oranında azalmıştır. Bu da tükettiğimiz sebze ve meyvelerin besleyici değerlerinin geçmişe göre çok daha düşük olduğunu göstermektedir” şeklinde ekledi.

‘Vitamin ve Mineral Emilimi, Sadece Mide ve Bağırsaklarla Sınırlı Değil’

İşlenmiş gıdaların yaygınlaşmasının da vitamin ve mineral eksikliklerinde önemli bir etken olduğunu vurgulayan Özçelik, “Fast food, paketlenmiş gıdalar ve şekerli içecekler, vücudun ihtiyaç duyduğu temel besin öğelerini içermediği gibi, besin emilimini de olumsuz etkiliyor. Bağırsak sağlığındaki bozulmalar, mide asidi ve sindirim enzimlerinin yetersizliği gibi faktörler de vitamin ve mineral eksikliklerine yol açabiliyor. Fonksiyonel beslenme yaklaşımı, sadece ne yediğimizin değil, vücudumuzun besinleri kullandığının da kritik olduğunu vurguluyor. Vücutta besinlerin emilimini ve kullanımını yöneten yüzlerce trilyon mikroorganizma bulunmaktadır” dedi. Özçelik, “Bağırsak florasının dengesizliği ise B12 vitamini ve demir gibi hayati besinlerin emilimini engelleyebilir. Modern yaşamın getirdiği hızlı ve stresli tempo da bu durumu kötüleştiriyor. Kronik stres, magnezyum, B ve C vitamini gibi temel besin kaynaklarının hızla tüketilmesine neden oluyor. Uzmanlar, günde en az 7-9 porsiyon sebze ve tüketilmesi gerektiğini belirtse de, birçok kişi bu hedefe ulaşmakta zorlanıyor. Bu nedenle, sadece ne yediğimize değil, bu besinlerin vücutta nasıl işlendiğine ve yaşam tarzımıza da dikkat etmeliyiz” şeklinde konuştu.

‘Yeterli Vitamin ve Mineral, Sağlık ını Önleyebilir’

Vitamin ve mineral eksikliklerini mümkün olduğunca doğal gıdalarla gidermenin önemine dikkat çeken Özçelik, “Beslenme yoluyla vücuda yeterli miktarda vitamin ve mineral alındığında, birçok sağlık sorununun önüne geçilebilir. Ancak günümüzde besinlerin yeterli içeriğe sahip olmaması, yoğun yaşam temposu ve çevresel faktörler nedeniyle takviye kullanımı da bir zorunluluk haline gelebiliyor. Takviye seçiminde bilinçli olmak son önemlidir. Arkadaş, komşu ya da sosyal medya tavsiyelerine dayanarak yapılan takviye alımları sağlık açısından risk oluşturabilir. Çünkü herkesin metabolizması, sağlık geçmişi ve ihtiyaçları farklılık gösterir. Takviye seçimi mutlaka bir uzman tarafından yapılmalı ve kişiye özel olmalıdır. Kalitesiz ya da seçilmiş bir takviye, eksikliği gidermek yerine vücuda yeni bir toksik yük ekleyebilir. Piyasada emilim oranı düşük ve zarar verebilecek pek çok takviye ürünü bulunmaktadır. Bu nedenle takviye alırken dikkat gereken bazı noktalar vardır. Ürünün üçüncü taraf laboratuvar testlerinden geçtiğinden, içerdiği dozajların klinik çalışmalara dayandığından, sentetik dolgu maddeleri veya yapay tatlandırıcılar içermediğinden ve tazelik ile üretim kalitesinin kontrol edildiğinden emin olunmalıdır” dedi.

‘Beslenme Bilimi ve Halk Sağlığı Politikaları Arasındaki Boşluğu Kapatmayı Hedefliyorum’

Aktif bir gönüllü olarak topluluk sağlığını artırmaya yönelik eğitim ve savunuculuk çalışmalarıyla sorumluluk ilkesini benimsediğini belirten Melike Serengil Özçelik, “ODTÜ ve Bilkent Üniversitesi’ndeki eğitimlerime ek olarak, ABD’de geçirdiğim süre boyunca bütünleyici sağlık ve fonksiyonel beslenme, halk sağlığı konularında önemli bilgiler edindim. Bu süreçte, FDA ve CDC gibi öncü kuruluşların düzenlemeleri doğrultusunda gıda paketleme, vitamin ve mineral takviyeleri, diyetle ilişkili kronik hastalıklar ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları üzerine birçok makale kaleme aldım. Kronik hastalıklarla mücadelede kanıta dayalı stratejileri teşvik ederek beslenme bilimi ile halk sağlığı politikaları arasındaki boşluğu kapatmayı amaçladım. APHA (American Public Health Association) ve NANP (National Association of Nutrition Professionals) gibi alanımda öncü derneklerle aktif olarak çalışmaya devam ederek, eğitim ve savunuculuk yoluyla toplum sağlığını iyileştirmeye kararlıyım” dedi.

Özçelik son olarak şunları söyledi:

“Tüm bu çalışmalarımın yanı sıra, görev aldığım kurumlarda kapsamlı sağlık protokolleri geliştirdim, kişiye özel terapötik yaklaşımlar uyguladım ve bütünsel sağlık entegrasyonunu hayata geçirdim. Psikolojik uzmanlık ile fonksiyonel sağlık ı birleştirerek danışanlarımın refahını önemli ölçüde artırdım. Kamu sağlığı çerçevelerinde, hem zihinsel hem de fiziksel sağlığı ele almanın öneminin giderek daha fazla anlaşılmasına katkıda bulundum. Çalışmalarım yalnızca bireysel yaşamları dönüştürmekle kalmadı; aynı zamanda toplumsal refahı teşvik eden sağlık girişimlerini de etkiledi. Gelecek dönemde de toplum sağlığının iyileştirilmesi için çalışmalar yapmaya devam edeceğim.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir