Sağlıklı Özgüvenin Temel Bileşenleri ve Geliştirilme Yolları

Sağlıklı özgüvenin temel bileşenleri nelerdir?
Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, özgüvenin kişinin kendisi hakkında sahip olduğu genel değerlendirme olduğunu belirterek, bunun kendi değerini bilmek, yeteneklerine güvenmek ve yaşamın çeşitli zorluklarıyla başa çıkabilme kapasitesi olduğunu vurguladı. Sağlıklı özgüvenin temelini oluşturan unsurları detaylandıran Demir, şunları aktardı:
- Gerçekçi öz-değerlendirme: Kendini abartmadan veya küçümsemeden, kendi yeteneklerini ve sınırlarını objektif biçimde görmek.
- Kendi değerini kabul etmek: Başarı veya başarısızlık fark etmeksizin, kendini sevmek ve kabullenmek.
- Hata yapmaya açık olmak: Hatalardan ders çıkarabilmek, pes etmeden gelişim odaklı hareket etmek.
- Bağımsızlık ve sosyal uyum: Kendi kararlarını alırken sağlıklı ilişkiler kurabilmek ve toplum içinde uyum sağlayabilmek.
Özgüvenin aşırısı veya eksisi hayat kalitemizi nasıl etkiler?
Demir, özgüvenin hem düşük hem de aşırı yüksek olmasının yaşam kalitesini olumsuz etkileyebileceğine dikkat çekerek, şunları söyledi:
- Düşük özgüven: Sosyal kaygı, depresyon, kendini sürekli sorgulama, karar vermede güçlük, başarı korkusu, erteleme eğilimi ve başkalarının onayına aşırı bağımlılık gibi sorunlara yol açabilir.
- Aşırı özgüven: Bazen narsisistik eğilimler şeklinde kendini göstererek, kendini üstün görme, eleştirilere kapalı olma, empati eksikliği ve kibirli davranışlara neden olabilir. Bu durumlar, gerçeklikten kopuk ve kibirli bir imaj yaratabilir.
Her iki durum da yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyerek, ilişkilerde ve kişisel gelişimde engeller oluşturabilir.
Hataları deneyim olarak görmek ve gelişmek
Sağlıklı özgüvenin gelişimi için Demir, kendimizi objektif şekilde değerlendirmemiz ve hatalarımızdan ders çıkarmamız gerektiğini belirtiyor. Ona göre:
- Her zaman mükemmel olmaya çalışmak yerine, elimizden gelenin en iyisini yapmaya odaklanmak önemli.
- Hatalar başarısızlık değil, öğrenme ve gelişme fırsatıdır. Bu nedenle, “Her hatamdan sonra ne öğrenebilirim?” sorusunu kendimize sormak, özgüvenimizi destekler.
- Hataları başarısızlık olarak görmek yerine, deneyim ve gelişim adımları olarak kabul etmek, kendimize olan güvenimizi artırır.
Kendi değerimizi dış faktörlerinden bağımsız kabul etmek
Demir, başkalarının onayına bağlı olmanın özgüveni sarsıcı olabileceğine vurgu yapıyor. Kendimizi sürekli başkalarının beğenisine göre değerlendirmemiz, eleştiriler karşısında düşük özgüven yaşamamıza neden olur. Sağlıklı özgüven için:
- Kendi değerimizi, dış faktörlerden bağımsız olarak kabul etmeli ve içselleştirmeliyiz.
- Kararlarımızda kendimize güvenmeli ve iç sesimizi dinlemeliyiz.
- Hayatın değişken doğasına uyum sağlayabilmeli, esnek olmalı ve belirsizliklerle başa çıkabilmeliyiz.
- “Planım başarısız oldu, bu benim başarısızlığım değil; farklı yollar deneyebilirim.” şeklinde düşünmek, özgüvenin temel taşlarındandır.
Ulaşılabilir hedefler belirleyerek özgüveni güçlendirin
Demir, özgüvenin doğuştan gelen değil, zamanla geliştirilebilen bir yetenek olduğunu söylüyor. Bilişsel davranışçı terapilere göre:
- Küçük başarılar elde etmek, kendine güveni artırır.
- Albert Bandura’nın “öz yeterlilik” kavramı, belirli bir alanda başarı deneyimi yaşamanın, o alandaki özgüveni güçlendirdiğini gösterir.
- Büyük hedefler yerine, ulaşılabilir ve küçük adımlar belirlemek, özgüven gelişimine katkı sağlar.
Olumlu iç konuşma ve beden dili ile özgüveni artırın
Demir, iç sesimizin ve beden dilimizin özgüven üzerinde büyük etkisi olduğunu belirtiyor. Bu konuda şunları öneriyor:
- ‘Ben bunu yapamam’ veya ‘Yeterince iyi değilim’ gibi olumsuz iç konuşmaları, ‘Elimden gelenin en iyisini yapıyorum’, ‘Bu bir öğrenme süreci’ gibi destekleyici ifadelerle değiştirmek.
- Güçlü beden dili kullanmak, örneğin dik durmak, geniş hareketler yapmak, stres seviyesini düşürür ve kendimizi daha güçlü hissettirir.
- Güç pozları, stres seviyesini azaltır ve özgüveni artırır.
Yeni deneyimlere açık olmak ve sürekli gelişmek
Özgüveni güçlendirmek için yeni deneyimlere açık olmak çok önemlidir. Demir, şöyle diyor:
- Yeni beceriler öğrenmek, sosyal ortamlara katılmak ve yeni sorumluluklar almak, kendine olan güveni artırır.
- Rağmen, sürekli başkalarıyla kıyas yapmak yerine, kendi gelişiminize odaklanmalı ve ilerlemenizi geçmişle kıyaslamalısınız.
- “Özgüven, düzenli çalıştırıldığında güçlenen bir kas gibidir” diyerek, sürekli kendini geliştirme ve yeni deneyimlere açık olmanın önemine vurgu yapıyor.