Normal Doğum Eylem Planı ve Toplumsal Tartışmalar

Sağlık Bakanlığı‘nın öncülüğünde hayata geçirilen ve 2024 yılının ekim ayında resmen yürürlüğe giren “Normal Doğum Eylem Planı”, doğum şekli tercihlerinde köklü ve kalıcı bir dönüşüm gerçekleştirmeyi amaçlamaktadır. Bu kapsamlı plan, özellikle “Doğal olan normal doğum” sloganı ve kamuoyunun yoğun ilgisini çeken Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun açıklamalarıyla geniş yankı uyandırmıştır. Bakanlığın resmi internet sitesi üzerinden yayımlanan eylem planında, 2025 yılı sonuna kadar sezaryen oranlarının %5 oranında azaltılması gibi ciddi hedefler belirlenmiş olup, bu hedeflere ulaşmak adına çeşitli stratejiler ve uygulamalar hayata geçirilecektir.
Plan, toplumun bilinç düzeyini artırmak amacıyla kongreler, seminerler ve halka açık bilinçlendirme kampanyaları düzenlemeyi ön planda tutmaktadır. Ayrıca, gebelerin ve yakınlarının bilgilendirilmesi ve bilinçli seçim yapabilmeleri adına her hafta en az bir gün olmak üzere detaylı bilgilendirme faaliyetleri gerçekleştirilecektir. Gebelerin birebir takip edilmesi, ebe desteğinin güçlendirilmesi ve psikolojik destek hizmetlerinin artırılmasıyla, doğum sürecine ilişkin olası kaygıların ve korkuların azaltılması hedefleniyor. Yerel televizyon ve radyo programları aracılığıyla doğum uzmanları, ebeler ve daha önce normal doğum yapmış tanınmış kişilerin katılımıyla hazırlanan bilgilendirici içerikler, toplumun geniş kesimlerine ulaşacaktır. Bu sayede, kadınların doğum tercihi konusunda farkındalık ve özgür irade ön plana çıkarılmaya çalışılmaktadır.
Planın önemli unsurlarından biri de, Robson sınıflamasında sezaryen oranları yüksek olan sağlık kuruluşlarındaki hekimlere yönelik farkındalık çalışmalarını içermektedir. Bu kapsamda, mektupla bilgilendirme, yüz yüze görüşmeler ve seminerler düzenlenerek, hekimlerin ve gebelerin ortak karar alma süreçleri desteklenecektir. Ayrıca, tüm faaliyetler ve etkinlikler, fotoğraf ve video içerikleriyle belgeye alınarak, 10 Temmuz’a kadar Sağlık Bakanlığı’nın resmi internet sitesine düzenli olarak aktarılacaktır. Bu sayede, şeffaflık ve etkinlik takibi sağlanmak istenmektedir.
Uzman Görüşleri ve Tartışmalar
“Hekim ve anne birlikte karar vermeli”
İktidarın bu yeni eylem planını ve açıklamaları Cumhuriyet gazetesine değerlendiren CHP Ankara Milletvekili Aylin Yaman, planın ve uygulamaların temel sorunlarına dikkat çekmiştir. Yaman, yaptığı açıklamada, “Ülkemizde her şey tuhaf bir noktaya doğru yol alıyor. Hekimlerin ve annelerin ortak karar vermesi gerektiği halde, hükümetin bu kararları tek taraflı ve zoraki biçimde dayatmaya çalışması gerçekten endişe vericidir. Vajinal doğum, hem anne hem de hekim ortak kararıyla gerçekleşebilecek bir süreçtir ve dünya genelinde teşvik edilen bir uygulamadır. Ancak, bu plan ve açıklamalar, kadının psikolojisini olumsuz yönde etkileyebilir ve bilinçli seçim yapma hakkını zedeleyebilir” şeklinde görüşlerini ifade etmiştir.
Yaman, sözlerine şu şekilde devam etmiştir: “Halkı bilinçlendirme çalışmaları yapılmalı, kadının normal doğum yapmama veya sezaryen olma hakkı olduğu konusunda özgür iradesi ön planda tutulmalıdır. Sağlık Bakanlığı’nın bu konudaki tutumu, kadınların kendilerini kötü veya yetersiz hissetmesine neden olmamalıdır. Unutulmamalıdır ki, normal doğum veya sezaryen kararı, tamamen kadının ve hekimin ortak ve bilinçli bir kararı olmalıdır. Bu nedenle, sağlık politikaları ve uygulamalar, kadın haklarına saygı ve özgür iradeye öncelik vermelidir” diye eklemiştir.
Normal Doğum Eylem Planı ve Toplumsal Yansımaları
Sağlık Bakanlığı’nın yeni başlatmış olduğu “Normal Doğum Eylem Planı”, Türkiye’de doğum şekli tercihlerinde köklü bir dönüşüm yaratmayı amaçlayan kapsamlı bir projedir. Bu plan, anne adaylarının ve ailelerinin bilinçlendirilmesi, sezaryen oranlarının azaltılması ve doğumun doğal sürecinin teşvik edilmesi gibi temel hedefler üzerine inşa edilmiştir. Planın yürürlüğe girmesiyle birlikte, toplumda ve sağlık camiasında farklı görüşler ve tartışmalar ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu süreçte, 10 Temmuz’a kadar her hafta düzenlenecek bilgilendirme toplantıları ve medya programlarıyla toplumun bilinç düzeyinin artırılması planlanmaktadır.
Ayrıca, gebelerin birebir takip edilmesi ve ebe desteğinin güçlendirilmesiyle, doğum sırasında yaşanabilecek olumsuzlukların önüne geçilmesi amaçlanmaktadır. Yerel televizyon ve radyo kanalları üzerinden gerçekleştirilecek bilgilendirme kampanyalarıyla, özellikle kadınların doğum tercihi konusunda özgür iradeleri ön plana çıkarılmaya çalışılmaktadır. Bununla beraber, planın en dikkat çeken yönlerinden biri de, sezaryen oranlarının yüksek olduğu sağlık kuruluşlarındaki hekimlere yönelik farkındalık çalışmalarına odaklanmasıdır. Yüz yüze görüşmeler ve mektupla bilgilendirmelerle, hekimin ve annenin ortak kararını teşvik eden uygulamalar öngörülmektedir. Tüm bu faaliyetler, görsel ve yazılı içeriklerle desteklenerek, şeffaflık ve etkinlik takibi amacıyla kamuoyuyla paylaşılacaktır.
Uzman ve Sivil Toplum Görüşleri
“Hekim ve anne birlikte karar vermeli”
Bu yeni yaklaşımı ve planı değerlendiren uzmanlar ve sivil toplum temsilcileri, temel olarak, kadın haklarının ve özgür iradenin korunması gerektiğine vurgu yapmaktadır. Özellikle, sağlık uygulamalarında, hekimin ve annenin ortak ve bilinçli karar vermesinin önemine dikkat çekilmektedir. Dünya sağlık standartlarıyla uyumlu olan normal doğum teşviklerinin, zorunluluk ve baskı unsurlarıyla değil, bilgilendirme ve gönüllülük esasına dayanması gerektiği görüşü öne çıkmaktadır. Yapılan tartışmalarda, planın amacının sezaryen oranlarını azaltmak olduğu kadar, kadınların psikolojik ve fizyolojik haklarına saygı gösteren bir yaklaşım geliştirilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Ayrıca, toplumda ve sağlık sisteminde bu konuda farkındalık oluşturulması, en temel öncelik olmalıdır. Bu nedenle, sağlık politikalarının, kadınların yaşam kalitesini ve özgür iradesini esas alan şekilde düzenlenmesi gerektiği belirtilmektedir.