Mevsim Geçişlerinde Bağışıklık Sistemi ve Hastalıklar

Mevsim geçişleri sırasında yaşanan ani sıcaklık değişimleri, bağışıklık sistemimizi olumsuz yönde etkileyerek çeşitli hastalıkların hızla yayılmasına zemin hazırlayabilir. Ancak burada önemli bir nokta vardır: Soğuk havaya aniden maruz kalmak, tek başına hastalıklara neden olmaz. Bunun için virüs veya bakteri gibi patojenlerin de varlığı gerekmektedir. Ayrıca, D vitamini eksikliği, bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olarak grip ve soğuk algınlığı gibi enfeksiyon hastalıklarına yakalanma riskini artırır.
Sağlık Bakanlığı Sincan Eğitim ve Araştırma Hastanesinde enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji uzmanı olarak görev yapan Prof. Dr. Fatma Aybala Altay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, soğuk havanın bağışıklık sistemi üzerindeki dolaylı etkilerine dikkat çekerek, “Soğuk havaya aniden maruz kalmak, doğrudan kişiyi hasta etmez. Bunun gerçekleşmesi için mutlaka bakteri veya virüslere maruz kalınması gerekmektedir.” şeklinde konuştu.
ÖKSÜRME VE HAPŞIRMA YOLUYLA HASTALIKLAR DAHA KOLAY YAYILABİLİR!
Prof. Dr. Altay, soğuk hava nedeniyle nem oranının düşmesinin, solunum yollarındaki koruyucu bariyerleri zayıflattığını ve mikropların vücuda girişini kolaylaştırdığını ifade etti. “Soğuk ve rüzgarlı havalarda, hasta kişilerin öksürerek veya hapşırarak burun ve ağızlarından havaya saçtığı virüs veya bakteri içeren mikro damlacıklar, havada daha fazla mesafe kat edebilir. Bu durumda başkalarının bu damlacıkları soluması, hastalığın yayılmasını kolaylaştırmaktadır. Daha yüksek nem oranına sahip bölgelerde ise bu damlacıkların havada ilerlemesi zorlaşır.” şeklinde sözlerine devam etti.
D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ BAĞIŞIKLIĞI ZAYIFLATIYOR!
Prof. Dr. Altay, soğuk havalarda kapalı ve kalabalık alanlarda daha fazla zaman geçirmenin hastalıkların yayılmasını hızlandırdığını belirtti. D vitamini eksikliğinin de bağışıklık sistemini zayıflatarak grip ve soğuk algınlığı gibi hastalıklara yakalanma riskini artırdığını vurguladı. Bağışıklık sistemini güçlendirmek amacıyla D vitamini açısından zengin gıdaların tüketilmesi gerektiğini ifade eden Altay, ayrıca yeterli ve düzenli uyku, yeterli su tüketimi, ortamda nemin korunması, ellerin sık sık yıkanması, öksürme ve hapşırma sırasında ağız ve burnun kapatılması, kalabalık ve kapalı alanlarda maske kullanılması gibi önlemler alınmasını önerdi.
Prof. Dr. Altay, sağlıklı bireylerin genellikle ek takviyelere ihtiyaç duymadığını belirtirken, şunları kaydetti: “Doğal beslenme düzeninde, sebze ve meyvenin yeterli miktarda tüketilmesi durumunda mineral ve vitaminler dengeli bir şekilde alınabilmektedir. Ancak yaşlılar, beslenme sorunları yaşayanlar ve bazı kronik hastalıklara sahip kişiler için vitamin takviyesi gerekli olabilir. Bu kişilerde takviyeye ihtiyaç olup olmadığına bir hekimin karar vermesi ve kullanılacak preparatın da hekimin önerisiyle belirlenmesi en sağlıklı yol olacaktır.”