Gülüş Tasarımında Dijital Dönüşüm: Kişiye Özel, Fonksiyonel ve Doğal Sonuçlar
Gülüş tasarımı artık sadece estetik kaygılarla sınırlı değil; bireyin yüz yapısına ve hareketlerine uyum sağlayan sanatsal bir süreç olarak karşımıza çıkıyor. Medipol Mega Üniversite Hastanesi’nden Doç. Dr. Halenur Bilir, dijital teknolojilerle uygulanan süreçleri ve elde edilen doğal, fonksiyonel sonuçları aktarırken, gülüşün kişiye özgü biçimde tasarlandığını vurguluyor.
Gülüş tasarımı yalnızca görünüşü kanıtlama amacı taşımaz; yaşam kalitesini de etkileyen çok yönlü bir süreç olarak ele alınır. Dünya Gülüş Günü vesilesiyle açıklamalarda bulunan Bilir, “Gülüş yüzümüzün yarısını kaplar. Güzel bir gülümseme sadece dış görünüşü değil, yaşam kalitesini de değiştirir.” ifadelerini paylaştı.
SONUÇ ÖNGÖRÜLEBİLİR Gülümseme tasarımında estetik kadar fonksiyon da temel odaktır. İlk adım olarak dijital ağız ölçüsü alınır, ardından hastanın fotoğrafları ve videoları toplanır. Bu verilerle hazırlanan 3D modeller, önce sanal ortamda, sonra silikon modeller üzerinde hastanın ağzında denenir ve tedavinin nasıl ilerleyeceği önceden görünür hale getirilir.
KİŞİYE ÖZEL GÜLÜŞ TASARIMI Her hasta için aynı prosedür uygulanmaz; yüz hatları, meslek, cinsiyet ve bireysel beklentiler göz önünde bulundurularak tamamen kişiselleştirilir. “Vitriinde gördüğünüz bir elbiseyi üzerinize uyarlamak gibi; tasarım sadece ekrandan çıkıp, doğrudan hastanın ağzında denenebiliyor.” diyen Bilir, dijital gülüş tasarımının en önemli farklarından birinin 4 boyutlu çene hareketi kaydı olduğuna dikkat çekiyor. Bu sayede estetiğin yanı sıra fonksiyon da bireye uyumlu hale getiriliyor; uzun vadeli sağlıklı sonuçlar hedefleniyor.
“GÜLÜMSEYEN İNSAN HER ZAMAN DAHA GÜZEL” Gülüşün yalnızca yüz ifadesiyle sınırlı kalmayıp hayatı etkileyen bir dinamik olduğunu belirten Bilir, “Gülüşü güzel olan bir insanın yaşamı da farklılaşıyor. Ben her zaman ‘Gülen insan, güzel insandır’ diyorum.” düşüncesini paylaştı.
