Aort Diseksiyonu: Belirtileri, Risk Faktörleri ve Korunma Yöntemleri

Aort Diseksiyonu Nedir ve Neden Önemlidir?
Kardiyoloji alanında uzman Doç. Dr. İsmail Ateş, özellikle son zamanlarda sıkça gündeme gelen ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen aort diseksiyonunun detaylarını paylaştı. Aortun iç duvarında oluşan yırtık nedeniyle kanın damar duvarı arasında ilerlemesi sonucu meydana gelen bu durum, acil müdahale gerektiren hayatı tehdit eden bir hastalıktır. Türkiye’de ve dünyada önemli sağlık sorunlarından biri olarak kabul edilen aort diseksiyonu, erken tanı ve tedaviyle ciddi sonuçların önüne geçilebilmektedir.
Aort Diseksiyonunun Belirtileri ve Tanısı
Uzmanlar, aort diseksiyonunun en belirgin ve ilk görülen belirtisinin, göğüs veya sırtta ani ve şiddetli bir ağrı olduğunu vurguluyor. Bu ağrı, bıçak saplanır gibidir ve genellikle aniden başlar, zamanla şiddeti artabilir. Ayrıca, hastalarda nefes darlığı, baş dönmesi veya bayılma gibi semptomlar da eşlik edebilir. Bazı durumlarda kan basıncında ani değişiklikler ve kolda ya da bacakta güçsüzlük gibi nörolojik belirtiler görülebilir. Bu semptomlar, acilen tıbbi müdahale gerektirdiğinden, belirtiler fark edildiğinde derhal sağlık kuruluşlarına başvurulmalıdır.
Risk Faktörleri ve Kimler Risk Altında?
Doç. Dr. Ateş, risk faktörleri hakkında detaylı bilgiler vererek, özellikle belirli grupların daha dikkatli olması gerektiğini ifade etti. “İleri yaş, hipertansiyon hastalığı, Marfan sendromu ve diğer bağ dokusu hastalıkları, sigara ve alkol kullanımı, kalp hastalıklarına yatkınlık ve ailede bu hastalıkların öyküsü” gibi faktörler öne çıkmaktadır.
Ayrıca, 60 yaş ve üzeri bireylerde damar duvarlarında zayıflama ve elastikiyet kaybı nedeniyle risk artar. Bu gruplarda düzenli kontroller ve takipler hayati önem taşımaktadır.
Erken Tanı ve Tedavinin Önemi
Hastalığın erken teşhis edilmesi, yaşam şansını artıran en kritik adımdır. Doç. Dr. Ateş, “Aort diseksiyonu tedavisinde yöntemler, hastanın durumu ve diseksiyonun tipine göre değişkenlik gösterir. Tip A diseksiyonları genellikle acil cerrahi müdahale gerektirirken, Tip B diseksiyonlarında medikal tedavi ve yakından takip yeterli olabiliyor” dedi. Erken teşhis edilen hastalarda tedavi başarısı yüksek olup, yaşam kaybı riski minimize edilir.
Kalp Krizi ile Aort Diseksiyonu Arasındaki Farklar
Uzmanlar, aort diseksiyonu ve kalp krizi belirtilerinin bazen birbirine benzediğine dikkat çekiyor. “Aort yırtılması, kalbe giden ana damar olan aortun iç tabakasında oluşan yırtık nedeniyle kan akışını bozabilir ve kalp krizine yol açabilir. Ancak, kalp krizi genellikle koroner damarların tıkanmasıyla ortaya çıkar. Bu iki durum, benzer semptomlar gösterebilse de, mekanizmaları ve tedavi yaklaşımları farklıdır. Bu nedenle, acil durumda hem kalp hem de damar sağlık uzmanlarının detaylı tetkik yapması gerekmektedir” şeklinde açıklama yapıyorlar.
Korunmak İçin Alınabilecek Önlemler
Hayati risk oluşturan aort diseksiyonundan korunmak için alınabilecek temel önlemler şunlardır:
- Kan basıncını düzenli kontrol altında tutmak
- Sigarayı ve alkolü bırakmak
- Sağlıklı beslenmek ve düzenli egzersiz yapmak
- Genetik yatkınlık söz konusuysa, düzenli kardiyolojik takip
- Düzenli sağlık kontrolleri ve uzman önerilerine uyum sağlamak
Bu önlemler, sadece risk faktörlerini azaltmakla kalmaz, aynı zamanda hastalığın erken teşhis edilmesine de katkı sağlar. Unutmayın, sağlıklı bir yaşam tarzı ve düzenli kontroller, bu ciddi hastalığın önüne geçmenin en etkili yollarıdır.