Moda

Vitali Hakko Kreatif Endüstriler Kütüphanesi: Kültürel Bir Anlatı Biçimi

Vakko, moda ötesine uzanan bir vizyonla kültürü ve sanatı bir araya getiriyor; Vitali Hakko Kreatif Endüstriler Kütüphanesi, Türkiye’nin yaratıcı endüstrilerine ilham veren özgün bir bilgi alanı olarak yükseliyor. Atatürk Kültür Merkezi’nin kalbinde konumlanan kütüphane, yalnızca arşiv olmayan bir deneyim sunuyor; keşfetme arzusuyla dolu, disiplinler arası bir bakış ve kültürel hafızayla beslenen canlı bir platform. Vakko İcra Kurulu Başkanı Jaklin Güner, bu dönüşümün ve bu özel koleksiyonun arkasındaki düşünceleri bizimle paylaşıyor.

Vakko, sadece moda markası olmanın ötesinde estetigi, kültürü, eğitimi ve yaratıcı düşünceyi temsil eden bir yapı olarak Türkiye’nin kültür-sanat alanında öncü adımlar atmaya devam ediyor. Vitali Hakko Kreatif Endüstriler Kütüphanesi, 2011 yılında Vakko Moda Merkezi’nde kapılarını açtı ve bugün Atatürk Kültür Merkezi çatısı altında İstanbul’un kültürel nabzını tutan bir bilgi ve ilham merkezi olarak yeniden hayat buldu. Kurucusu Vitali Hakko’nun yaşam boyu öğrenmeye ve sanata duyduğu tutkudan esinlenen bu özel kütüphane; moda, mimarlık, grafik tasarım, fotoğraf, sahne sanatları ve daha birçok disiplini kapsayan zengin bir koleksiyona sahip ve sadece bir kitaplık olmaktan çıkıp yaratıcı düşüncenin buluştuğu bir ekosistem sunuyor.

Bu kütüphane, sadece moda ile sınırlı kalmadan mimarlık, grafik, fotoğraf, müzik ve sahne sanatları gibi pek çok disiplini içeren çok katmanlı içeriğe nasıl odaklandı? Vakko’nun bakışı, modayı bir estetik alan olarak görmekten öte, onu kültürel bir anlatı biçimi olarak konumlandırmayı amaçlar. Bu yaklaşım, sanat, tasarım, mimari, sinema ve sahne sanatlarıyla sürekli diyalog halinde olan bütünsel bir yapıyı işaret eder. Vitali Hakko Kreatif Endüstriler Kütüphanesi tasarlanırken de bu vizyon esas alınmıştır. İçerik, yalnızca moda değil; mimarlık, grafik tasarım, fotoğraf, sinema, heykel ve sahne sanatları gibi yaratıcı endüstrilerin tüm alanlarını kapsayan çok katmanlı bir yapı sunar. Disiplinler arası bakış, bilgiyi yalnızca aktarmakla kalmaz, aynı zamanda yaratıcılığı da zenginleştirir ve bu çok yönlü yaklaşım, genç tasarımcılar, sanatseverler ve akademisyenler için ilham verici bir ekosistem oluşturur.

Türkiye’de bu denli kapsayıcı ve güncel içeriklere sahip sanat kütüphanelerinin azlığı, Vakko için bu boşluğu doldurma ve yeni kuşaklara ilham kaynağı olma sorumluluğunu da beraberinde getirir. Bu perspektifle, farklı disiplinler arasında köprüler kuran bir bilgi ortamı yaratmanın gururunu yaşıyoruz.

Geleceğe dair, bu kütüphanenin kültür ve eğitim alanındaki etkisini nasıl hayal ediyorsunuz? 10 yıl sonra nerede olmasını istersiniz? Kütüphanemiz gelecek on yılda 25 yaşına yaklaşacak ve yalnızca raflarındaki yayınlarla değil, hayatların içinden doğan etkilerle de anılan bir yapı olmayı hedefliyor. Üniversite öğrencilerinin burada edindiği bilgilerle kariyerine yön vermesi veya sanatçının farklı disiplinlerden aldığı ilhamla yeni üretim süreçlerine girmesi gibi başarı hikayeleri, bizim gerçek başarımızdır. Yaş, meslek ya da geçmiş fark etmez; herkesin bilgiye, ilhama ve üretme cesaretine erişebildiği bir buluşma noktası olmayı sürdürmesini arzuluyoruz. Vakko’da bilginin paylaşılması, ilhamın yayılması ve hayallerin alan bulmasıyla gerçek bir dönüşümün mümkün olduğuna inanıyoruz.

Vakko’nun eğitime yaklaşımı, sadece bilgi aktarmaktan öte bir yaşam kültürü inşa etmek üzerine kurulu. Bu vizyon nasıl doğdu? Vakko olarak eğitim, kültür, vizyon ve değerleri birlikte inşa eder. Kurucumuz Vitali Hakko’nun sanata ve öğrenmeye olan derin saygısı, bu alanda da yol gösterici oldu. Bugün Vakko ESMOD Moda Akademisi ve Vakko School of Hospitality and Service gibi girişimlerle bu vizyonu bir adım öne taşıyoruz. Amacımız, sektörel ihtiyacı karşılayan bireyler yetiştirmekle kalmayıp, gelecek için yön verecek, kültürel farkındalığı yüksek, yaratıcı ve çok boyutlu düşünebilen insanları kazandırmaktır.

ESMOD ile olan işbirliğini Türkiye’nin genç tasarımcılarına hangi bakış açısını kazandırmayı amaçlıyor? ESMOD, 1841’de Paris’te kurulan dünyanın ilk moda okuludur. Türkiye’deki tek partner olarak bu ekolün sunduğu eğitimi, çizebilmenin ötesine taşıyarak marka bilinci, kültürel miras, estetik bakış ve etik üretim yaklaşımlarını da genç tasarımcılara kazandırmayı hedefliyoruz. Moda artık yalnızca bir ürün üretme süreci değildir; topluma, zamana ve dünyaya dokunan çok yönlü bir ifade biçimidir ve öğrencilerimizi bu çok yönlü yapıya hazırlıyoruz.

Gelecek için planlanan eğitim projeleriyle neler öngörüyorsunuz? Eğitim, kültür ve sanatın bütünleştiği bir vizyonla ilerliyoruz. Gelecekte, hibrit modelleri güçlendirecek dijitalleşme odaklı programlar ve disiplinler arası programlar üzerinde çalışıyoruz. Öğrenme sürecini sadece okul dönemiyle sınırlamayan, yaşam boyu süren bir deneyime dönüştürmeyi hedefliyoruz. Bu yolculuk, Vitali Hakko’nun mirasına saygı ile, merak, tutku ve sürekli gelişim ruhuyla şekillenecek. ELLE Türkiye Haziran sayısından alınmıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir