Moda

Pomellato’dan Kadına Yönelik Şiddete Karşı Cesur Bir Mesaj

Pomellato: Kadına Yönelik Şiddete Karşı Cesur Bir Durum

Pomellato: Kadına Yönelik Şiddete Karşı Cesur Bir Durum

Pomellato, “Sessizlik her zaman erdem değildir” diyerek, toplumsal bir meseleye dikkat çekiyor. Pomellato for Women girişiminin sekizinci yılına girdiğimiz bu dönemde, Oscar ödüllü oyuncu ve aktivist Jane Fonda, ödüllü oyuncu, yönetmen, yapımcı ve aktivist America Ferrera, The Joyful Heart Foundation adlı sivil toplum kuruluşunun kurucusu ve oyuncu Mariska Hargitay, genç yetenek Laura Harrier, Olimpiyat sporcusu Mattia Furlani ve Vita Salute San Raffaele Üniversitesi deneysel biyoloji profesörü Gianvito Martino gibi önemli isimler yer alıyor.

Pomellato CEO’su Sabina Belli, “Sessiz kalmak, tarafsızlık değil, suç ortaklığıdır. Artık farkındalıktan eyleme, sempati duymaktan sistemsel değişime geçmeliyiz.” diyerek, bu girişimin detaylarını ELLE Türkiye Yayın Direktörü Melda Narmanlı Çimen’e anlattı.

Bu yıl Pomellato for Women girişiminin sekizinci yılı. Bu kampanya markanız için ne anlama geliyor?

Pomellato for Women, sadece bir kampanya olmaktan çok daha fazlasını ifade ediyor. 1967’den bu yana kadınların yanında olmayı ilke edinmiş Maison’umuzun temel değerlerini somutlaştırıyor. Sekiz yıldır, farkındalığı eyleme dönüştürmek amacıyla Maison’un güçlendirme, çeşitlilik ve kapsayıcılık ilkelerinin altını çizerek değişimi ateşlemek için bir iletişim platformu oluşturuyoruz. Bu girişim, dünya genelinde kadınları bir araya getiren, güçlendirme ve değişim vizyonumuzu paylaşan bir kardeşlik hareketine dönüşmüş durumda. Her yıl, duyulması gereken sesleri yükseltiyor ve 2025’te belki de şimdiye kadarki en acil mesajımıza odaklanıyoruz: Aile içi şiddete karşı harekete geçmek için kolektif bir sorumluluk üstlenmek.

Pomellato for Women’ın zaman içindeki gelişimini ve geçirdiği önemli aşamaları nasıl anlatırsınız?

Pomellato for Women’ın evrimi, toplumun kadın sorunlarına ilişkin artan farkındalığını yansıtıyor. Kadınların güçlendirilmesine yönelik bir kutlama olarak başlayan bu etkinlik, küresel olarak kadınların karşılaştığı ciddi zorlukların üstesinden gelme taahhüdüne dönüştü. Yıllar boyunca cam tavanları kırmaktan çeşitliliği kutlamaya kadar bir dizi önemli konuyu ele aldık. Bugün, aile içi şiddetle doğrudan yüzleşerek ve somut eylem çağrısında bulunarak daha da cesur bir duruş sergiliyoruz.

Pomellato’nun 2025 Dünya Kadınlar Günü kampanyasının bu kadar güçlü olmasının ardındaki motivasyon neydi?

İstatistikler oldukça çarpıcı. Her üç kadından biri aile içi şiddete maruz kalıyor. Bu sadece bir sayı değil; şiddet nedeniyle paramparça olmuş milyonlarca hikâyeyi, hayatı ve hayali temsil ediyor. Bu yılki kampanyayı özellikle güçlü kılan şey, kolektif sorumluluk çağrısı. Artık sadece farkındalık yaratmakla kalmıyoruz, harekete geçilmesini talep ediyoruz. “Aile içi şiddet özel bir mesele değildir” derken, herkesi ‘sosyal gözetmenler’ olmaya, yani aktif olarak tetikte ve harekete geçecek kadar cesur olmaya davet ediyoruz.

Jane Fonda, Mariska Hargitay ve America Ferrera gibi önemli isimlerin kampanyanıza destek vermesi sizin için ne anlama geliyor?

Projenin başından beri akıl hocamız olan Jane Fonda’nın yanı sıra Mariska Hargitay, America Ferrera ve diğer önemli isimlerin kampanyamıza destek vermesi, mesajımıza güçlü bir destek ve geniş bir erişim sağlıyor. Bu kadınlar sadece seslerini ödünç vermekle kalmıyor, kendilerini bu davaya derinden adamış durumdalar. Jane, kariyeri boyunca kadın haklarının kararlı bir savunucusu oldu. Mariska, Joyful Heart Vakfı aracılığıyla yıllardır hayatta kalanları destekliyor. America, savunduğu her davaya güçlü bir özgünlük katıyor. Onların katılımı, mesajımızın bir harekete dönüşmesine yardımcı oluyor.

“Sessizlik suç ortaklığıdır” kampanyanızın güçlü mesajlarından biri. Sessizlikten eyleme geçmek için ne yapılmalı?

Sessizlikten eyleme geçmek, üç hayati adım gerektiriyor: Konuşmak, sessizliği bozmak ve kurtulanları dinlemek. Ancak daha da önemlisi, hepimizin dikkatli, şefkatli ve adım atmaktan korkmayan ‘sosyal nöbetçiler’ haline gelmemizi gerektiriyor. Bu, mağdurların hikayelerini paylaşmaları için güvenli alanlar yaratmak, daha güçlü destek sistemleri kurmak, hesap verebilirliği sağlamak ve daha sağlam yasal korumalar oluşturmak anlamına geliyor. Pomellato olarak, Milano’daki CADMI ve Kering Vakfı’nın Los Angeles’taki ortağı FreeFrom gibi mağdurlara önemli destek sağlayan kuruluşlara verdiğimiz destekle örnek oluyoruz.

Şiddetin sadece kadınları değil, tüm toplumu etkilediğini belirtiyorsunuz. Erkeklerin de bu mücadelede aktif rol almasını nasıl sağlayabiliriz?

Erkeklerin katılımı çok önemli çünkü aile içi şiddet bir ‘kadın sorunu’ değil, herkesi etkileyen toplumsal bir meseledir. Olimpiyat sporcusu Mattia Furlani ve Profesör Gianvito Martino gibi erkek destekçilerimizin kampanyamızda yer almasından gurur duyuyor ve erkeklerin de çözümün bir parçası olması gerektiğini gösteriyoruz. Erkeklerin toksik davranışlara meydan okumaları, uyarı işaretlerine tanık olduklarında seslerini yükseltmeleri ve eşitlik ile saygıyı teşvik eden girişimleri desteklemeleri gerekiyor. Gerçek değişim, erkeklerin aktif destekçiler olarak öne çıkmalarını ve korkunun hiçbir kadının hikâyesinde yer almadığı bir dünya yaratmak için kadınlarla dayanışma içinde olmalarını gerektiriyor.

Pomellato olarak uzun süredir kadına yönelik şiddetle mücadelede aktif olarak yer alıyorsunuz. Bu alandaki çalışmalarınızın en önemli başarıları ve zorlukları nelerdir?

En önemli başarımız, farkındalığı artırmak ve somut çözümler sunmak, anlatıyı değiştirmek ve klişelerle mücadele etmek için etkili konuşmacıların yer aldığı yıllık etkinlikler ve konuşmalarla bir iletişim platformu oluşturmamız oldu. Jane Fonda ve Cate Blanchett gibi güçlü seslerle işbirliği yapmanın yanı sıra İranlı dağcı Nazim Eshqi ve hayırsever Kulsum Shadab Wahab gibi statükoya meydan okuyan güçlü kadınlarla ortaklık kurarak sosyal kampanyalarımızı onların kişisel deneyimleri aracılığıyla güçlendirdik. Ayrıca, şirket içi kültürümüze de uzanan bir misyon benimsedik: Pomellato, kadın işgücü için güvenli bir ortam yaratmakta ve şiddet durumlarıyla karşılaşabilecek meslektaşlarına yasal ve psikolojik destek sunmaktadır. Ancak en büyük zorluğumuz, hala var olan ‘sessizlik kültürü’ dur. Bu, toplumumuzda kolektif bir yara ve iz bırakıyor. Bunu kırmak sürekli bir çaba gerektiriyor; bu nedenle mağdurların seslerini yükseltmeye ve her yıl zararlı normlara meydan okumaya devam ediyoruz.

Kadına yönelik şiddet küresel bir sorun. Bu mesajı farklı kültürlere nasıl uyarlıyorsunuz?

Şiddetin tezahürleri kültürler arasında farklılık gösterse de, güvenlik ve saygınlık temel ihtiyaçlardır. Kültürel hassasiyetlere saygı gösterirken, mesajımızın yankı bulmasını sağlamak için farklı ülkelerdeki yerel kuruluşlarla yakın işbirliği içinde çalışıyoruz. Kampanyamız, farklı geçmişlerden gelen sesleri bir araya getirerek aile içi şiddete karşı mücadelenin kültürel sınırları aştığını gösteriyor. Umudun ve güçlenmenin evrensel dili, kültürel bağlamları ne olursa olsun tüm kadınlara hitap etmektedir. Kadınlara söylemek istediğimiz şey ‘Sizi duyuyoruz, sizi önemsiyoruz’ ve kadınların sorunlarının henüz çözülmediğinin farkındayız. Kadınların önünde doğrudan veya dolaylı pek çok engel var; kazanç eşitsizliği bariz bir örnek olabilir, ancak ülkelerin kültüründe ve dilinde gizli olan çok daha sinsi eşitsizlikler de mevcut.

Kadınların güçlenmesi için en önemli faktör nedir?

Ekonomik bağımsızlık elbette çok önemli, ancak gerçek güçlenme birçok unsurun bir araya gelmesiyle gerçekleşiyor: Eğitim, finansal özerklik, güçlü destek ağları ve en önemlisi, bireyin korkmadan kendi seçimlerini yapma özgürlüğü.

Kadınların geçmişten günümüze karşılaştıkları zorlukları göz önünde bulundurarak, genç nesillere nasıl bir mesaj vermek istersiniz?

Genç nesle şunu söylemek istiyorum: Sesiniz önemli. Dünya değişiyor ve siz bunun katalizörüsünüz. Kabul edilemez olanı kabul etmeyin. Statükoya meydan okuyun. Diğer kadınları destekleyin. Tarihteki her büyük değişimin, sesini yükseltecek kadar cesur biriyle başladığını unutmayın. Jane Fonda’nın kampanyamızda çok güçlü bir şekilde ifade ettiği gibi, ‘Umut var. Yardım var. Gelecek, şiddetten arınmış bir dünya hayal etmeye ve bunun için mücadele etmeye cesaret edenlere aittir.’

#Pomellato #PomellatoForWomen #InternationalWomensDay #SocialSentinels

Kaynak: Elle

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir