Kadın

Çocukların Dijital Reklamlara Yönelik Bilişsel ve Duygusal Tepkilerini İncelayan Derinlemesine Bir Araştırma

Giriş

Son yıllarda teknolojinin hızlı gelişimiyle birlikte, 7 ila 15 yaş arasındaki çocuklar dijital ortamların içinde daha fazla zaman geçirmekte ve bu ortamlar aracılığıyla çeşitli reklamlarla karşılaşmaktadır. Bu durum, çocukların reklam algısı ve buna verdikleri tepkiler üzerinde önemli etkiler yaratmaktadır. Bahçeşehir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Reklamcılık ve Halkla İlişkiler Ana Bilim Dalı doktora öğrencisi Dr. Özlem Koç tarafından gerçekleştirilen kapsamlı bir araştırma, dijital reklamların çocuklar üzerindeki bilişsel ve duygusal etkilerini detaylı biçimde ortaya koymayı amaçlamaktadır.

Giriş

Çalışmanın Amacı ve Kapsamı

Bu çalışma, özellikle sosyal medya platformları, mobil oyunlar ve YouTube içerikleriyle iç içe büyüyen çocukların, dijital reklamları nasıl algıladıklarını ve bu reklamlara karşı geliştirdikleri farkındalık seviyelerini anlamayı hedeflemektedir. Saha çalışması, İstanbul, Bursa, Eskişehir ve Gaziantep gibi farklı şehirlerde toplamda 608 öğrenci, 315 veli ve 122 öğretmen ile gerçekleştirilmiş olup, hem nitel hem de nicel yöntemleri içeren karma bir araştırma modeline dayanmaktadır.

Çalışmanın Amacı ve Kapsamı

Yöntem ve Uygulama

Öncelikle çocuklarla düzenlenen odak grup görüşmeleri ile onların reklam algısı ve bilinç düzeyleri derinlemesine incelenmiş, ardından aynı yaş grubundaki öğrencilere, ailelerin onayıyla, hazırlanan kapsamlı anketler uygulanmıştır. Ayrıca, veliler ve öğretmenlerle yapılan detaylı anket çalışmalarıyla, medya okuryazarlığı ve reklam etkileri hakkında geniş çaplı veriler toplanmıştır.

Bulgular ve Çarpıcı Sonuçlar

Reklamlara Karşı Farkındalık ve Anlayış

  • Çocukların %94.7’si, karşılaştıkları reklamların içeriğini fark ettiğini belirtmiştir.
  • Ancak, reklamlardan etkilenerek ürün isteme oranı sadece %6 seviyesindedir; 7–9 yaş grubunda bu oran %19.8 iken, 13–15 yaş grubunda %6.1’e düşmektedir.
  • Öğrencilerin %95’inin reklam içeriğini anlaması, onların medya okuryazarlık seviyelerinin yüksek olduğunu gösterirken, bu farkındalık davranışlara tam anlamıyla yansımamaktadır.

Yetişkinlerin ve Çocukların Algı Farklılıkları

  • Öğretmenlerin %50.8’i, çocukların reklamlardan kolayca etkilendiğini düşünürken; velilerin bu oran %32.5’te kalmıştır.
  • Çocuklar ise, kendi algılarıyla, reklamlara karşı bilinçli ve eleştirel yaklaşıyor ancak bu farkındalık davranışsal tutuma dönüşmekte zorluk yaşamaktadır.

Reklam Türleri ve Çocukların İlgi Düzeyi

  • Reklamlara olan genel ilgi, yaş ilerledikçe azalmakta ve bazı içerik türlerine karşı çocuklar tamamen duyarsız hale gelmektedir.
  • Gömülü reklamlar ve oyun içi tanıtımlar gibi karmaşık formatlar, çocukların içerik ile reklam arasındaki sınırları ayırt etmelerini güçleştirmektedir.

Mevzuat ve Etik Yaklaşımlar

  • Tez, RTÜK, KVKK ve BTK gibi düzenleyici kurumlara, çocuk haklarını ve dijital reklam şeffaflığını güçlendirecek yeni regülasyonlar geliştirilmesi yönünde çağrıda bulunmaktadır.
  • Çocuklara yönelik içeriklerde kullanılan dilin daha etik, daha şeffaf ve samimi olması gerektiği vurgulanmaktadır.

Sonuç ve Öneriler

Bu araştırma, dijital ortamların çocuklar üzerindeki etkilerini anlamak ve bu etkileri yönetmek adına önemli bir referans kaynağı olmaktadır. Çocukların medya okuryazarlığını artırmak amacıyla, eğitim politikalarında ve içerik üretiminde yeni yaklaşımlar benimsenmeli, reklam sektöründe ise etik standartlara uyum zorunlu hale getirilmelidir. Ayrıca, düzenleyici kurumların, çocukların dijital dünyadaki haklarını koruyacak ve reklamların şeffaflığını sağlayacak yeni düzenlemeler geliştirmesi elzemdir.

Bahçeşehir Kolejleri CEO’su Dr. Özlem Koç’un bu değerli çalışması, yakın zamanda kitaplaştırılarak kamuoyunun erişimine açılacak ve dijital çağda çocukların korunması konusunda önemli bir kilometre taşı olacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir