The Ordinary’nin Resmi Lansmanı ve DECIEM ile Entegrasyonu: Bilim Odaklı Bir Yaklaşım

İçeriği The Ordinary’nin benzersiz yolculuğuna odaklanan bir sohbetle yeniden tasarlıyoruz. Global pazarlarda hızlı büyümeyi mümkün kılan temel unsurlar, bilimin merkezde tutulduğu iletişim stratejisi ve Sephora ile kurulan özel ortaklık bu içeriğin kilit başlıklarını oluşturuyor. Türkiye pazarına girdikleri adımlar da bu stratejinin doğal uzantısı olarak karşımıza çıkıyor.

DECIEM’in Global Ticari Başkan Yardımcısı Jessica Bibby ve Bilimsel İletişim Kıdemli Müdürü Rita Silva ile yapılan sohbet, The Ordinary’nin misyonunu ve operasyonel yaklaşımlarını derinlemesine ortaya koyuyor. Bibby’nin kariyer yolculuğu, farklı bölgelerde edindiği deneyimlerle The Ordinary’nin küresel büyümesini nasıl desteklediğini gösteriyor. Örneğin Türkiye’de “Caffeine Solution” gibi ikonik ürünlerin yerel kültüre uyum sağlayarak öne çıkması, markanın erişilebilirlik vizyonunu somut bir başarıya dönüştürüyor.
Vizyon ve operasyonel odağın uyumu The Ordinary’nin neden dünya çapında bu kadar etkili olduğunun temelinde, bilimi merkezde tutan bir iletişim dili ve operasyonel güvenilirlik yatıyor. Ürünler öncelikle laboratuvarlarda tasarlanıp pazarlama tarafına sunulmadan önce test sürecinden geçiriliyor; bu da markayı rekabetten ayıran kritik bir farklılaşma olarak öne çıkıyor. Bu süreç, tüketicilerin güvenini pekiştiren ve bilimsel temellere dayanan bir iletişim stratejisini tetikliyor.

Estée Lauder Şirketleri ailesiyle olan ortaklık, The Ordinary’nin bağımsız bir marka olarak kimliğini korurken küresel ölçekten yararlanmasını sağlıyor. Şirketler arası “aile ruhu” vurgusu, şeffaflık ve özgün duruşu korumak adına alan açıyor; ayrıca küresel hızlanma ve süreç geliştirme konularında destek sunuyor. Buna karşılık The Ordinary’nin girişimci ve bağımsız kalma tercihleri, markanın yenilikçi kozmetik ekosisteminde öncü kalmasını sağlıyor. Özellikle Sephora ile olan ortaklık, yeni pazarlara girişte güçlü bir keşif noktası olarak öne çıkıyor. Sephora’nın geniş topluluğu ve güvenilir marka değeri, The Ordinary’nin mesajını daha geniş kitlelere ulaştırmada kritik rol oynuyor.
Rita Silva’nın sözleriyle, ürün geliştirme süreci müşterinin sesini doğrudan laboratuvara taşıyor. Ar-Ge ekibi içerikleri tasarlarken pazarlama tarafına fikir sunmuyor; önce laboratuvar fikir üretir, sonra pazarlama bunu benimser ve iletişim stratejisini şekillendirir. Bu tam anlamıyla iki yönlü bir sinerjiyle çalışmayı temsil ediyor.
Gelecek planları ve yenilikçi yaklaşım The Ordinary için büyümeyi sürdürmek adına birkaç kilit odak var: yeni içerikler ve daha geniş kitlelere ulaşmayı hedefleyen erişilebilirlik, farklı pazarlara açılma ve mevcut ürünleri güçlendirme. Growth Factors gibi pahalı içerikleri daha ulaşılabilir hale getirme hedefi, markanın misyonuyla uyumlu şekilde ilerliyor. Yakında yeni ürünlerle birlikte Türkiye, Çin ve Brezilya gibi pazarlardaki varlığını güçlendirmek için çalışmalar sürüyor. Güncel iletişim stratejisi, bilimin güvenilirliğini ve markanın erişilebilirliğini bir araya getirerek tüketiciye net ve anlaşılır bir mesaj sunuyor.
Bilim insanlarıyla kurulan simbiyotik iş birliği, The Ordinary’nin diğer markalardan farklı kılan en önemli güç olarak öne çıkıyor. Ürünlerin güvenliğini ve etkinliğini kanıtlayan testler ile tüketici geribildirimleri, içeriklerin ve formüllerin sürekli iyileştirilmesini tetikliyor.











