Yohji Yamamoto’nun 2025 Yaz Koleksiyonu: Moda ve Vicdanın Buluşması
Yohji Yamamoto’nun 2025 Yaz Koleksiyonuyla Moda Dünyasına Derin Bir Mesaj
Yohji Yamamoto, moda dünyasına sadece şık kıyafetler sunmakla kalmayıp aynı zamanda içsel bir vicdan ve toplumsal farkındalık da katmayı amaçlayan ender tasarımcılardan biri olarak öne çıkıyor. Paris’in merkezi Les Halles’de gerçekleşen defilede, Yamamoto hem estetik hem de entelektüel anlamda güçlü bir anlatı kurdu. Koleksiyonun her detayında, izleyicilere güçlü ve anlamlı mesajlar ileten grafiksel anlatımlar ve semboller bulunuyordu. Bu defile, günümüzdeki küresel sorunlara sessiz ama etkili bir yanıt niteliğindeydi.
Görünümün hemen başlangıcında dikkat çeken, yumuşak hatlara sahip koyu renkli takım elbiseler dışında, koleksiyon boyunca yer alan her parça, politik ve çevresel meseleleri vurgulayan mesajlar içeriyordu. Örneğin, “Hindrance Hydrojen Ions” (Hidrojen İyonlarının Engellenmesi), “Don’t Look Back be Free in Black” (Geriye Bakma, Siyah İçinde Özgür Ol), “La Musique Avant Toute Chose” (Her Şeyden Önce Müzik) ve “Long Hot Summer” (Uzun Sıcak Yaz) gibi sloganlar, iklim krizine ve küresel ısınmaya dikkat çeken çağrılardı. Bu ifadeler, koleksiyonun hem şiirsel hem politik bir dilekçe gibi durmasına neden oldu.
Gezegenimizin hızla ısınmasına karşı duyulan entelektüel kaygı, vitray desenli ipek kumaşlar ve siyah rengin sonsuz olasılıklarıyla görsel bir dile getiriliş buldu. Yamamoto’nun koleksiyonu, siyahın sadece matem ya da asalet değil, aynı zamanda özgürlük ve direniş ifadesi olabileceğini vurguluyor. Siyahı, bir renk değil, bir duruş ve tavır olarak görüyor. Koleksiyonda, katedrallerin vitraylarından ilham alan desenlerle süslenmiş uzun ipek redingotlar ve bilekte kırılan ‘dhoti’ pantolonlar, ruhani ve dini sembolizmi Orta Çağ Avrupa’sının mistik atmosferiyle ve Doğu’nun meditasyon kültürüyle harmanlıyor.
Yamamoto’nun tasarımları, yumuşak ve koyu tonlardaki hafif yapılı takımlar, yapı bozumcu ipek ceketler, redingotlar ve uzun kimonolarla devam ediyor. Koleksiyonda, katedral vitraylarını andıran desenli ipekler, bilek hizasında kıvrılan ipek pantolonlar, bol dokulu trikolar ve tebeşir tonlarındaki hafif yapılı kısa kollu gömlekler ile bol kesim pantolonlar dikkat çekiyor. Bu parçalar, hem rahatlık hem de hacim yaratma amacıyla tasarlanmış olup, vücut yerine hava ile temas eden yeni bir giyim anlayışını temsil ediyor. Pijama stilini yeniden yorumlayan Yamamoto, ayaklarda ise gladyatör sandaletlerinden esinlenen ‘centurion’ modelleri ve kıvrılan boksör botlarıyla koleksiyonunu tamamlıyor.
Podyumda çalınan müzikler ise, asi ve duygusal bir atmosfer yaratıyordu. “Endless Love”, “What a Wonderful World”, “Will You Still Love Me Tomorrow?” gibi şarkılar, koleksiyonun sessiz ama etkili anlatıcısıydı ve izleyicilere derin duygular hissettiriyordu.
Defilenin sonunda, Yohji Yamamoto sahneye çıkarak şapkasını çıkarıp saygı duruşunda bulundu ve şu sözleri söyledi: “Çok sıcak oldu, dünya artık fazla ısınıyor! İnsanlar bu konuya derinlemesine düşünerek yaklaşmalı. Politikacılar savaşlarda daha adil olmalı, yoksa dünya çok yakında sona erecek.” Bu sözler, koleksiyonun yalnızca moda değil, aynı zamanda insanlığın vicdanına da bir çağrı olduğunu gösteriyor. Yamamoto’nun 2025 manifestosu, siyahın anlamını ve önemini yeniden tanımlarken, koleksiyonun temel mesajı, sürdürülebilirlik, özgürlük ve bilinçli farkındalık üzerine kurulu.
Fotoğraflar: Launchmetrics Spotlight
Kaynak : Elle
