Moda

Tropik Bir Rüya, Özgür Bir Duruş

Islander rüzgârının hafifliğini taşıyan bir sahnede, Island Reverie koleksiyonu tropikal bir düşü yeniden anlatıyor. Ryder Act’in kurucusu Kübra Demir’in vizyonu, doğanın dinginliğini ve kadının çok katmanlı ruhunu işlerken yerel atölyelerin emeğini öne çıkarıyor. Island Reverie’nin her parçası, doğadan ilham alan yalın zarafeti renkli bir dokunuşla buluşturuyor ve zamansız bir estetiğe dönüştürüyor. Bu hayalin ardındaki süreçleri ve Ryder Act’i Kübra Demir’den dinliyoruz.

“Island Reverie” koleksiyonunda gün batımının tonlarıyla tropikal bir hikâye kuruyorsunuz. Bu düşsel adanın atmosferini yaratırken en çok hangi duyguyu hissettiğinizde kalıcı bir iz bıraktı?

Tropik Bir Rüya, Özgür Bir Duruş

Beni en çok etkileyen şey doğayla kurduğum sade ama derin bağ oldu. Güneşin batarken gökyüzünü nazikçe renklendirdiği ve zamanın hafifçe durduğu anlar… Orada durmak, hiçbir şeyi zorlamadan var olabilmek, koleksiyon için bu hissi kumaşa, form ve dokuya yansıtmayı istediğim anlar oldu. Doğal, renkli, zamansız bir zarafet taşıyan Island Reverie, bugünle konuşan bir hayal olarak kendini gösteriyor. Her parça bedene ve ruha canlılık verirken, giyene özgürlük hissi veren bir deneyim yaratıyor. Bu koleksiyon benim için sadece görsellik değil; içsel bir his, dış dünyanın hızından uzaklaşıp kendi ritmini hatırlatmasıyla öne çıkıyor.
“Bu koleksiyondan bir tasarım giyen kadının, kendiyle yeniden buluştuğunu hissetmesini istiyorum.”

Koleksiyon pastel tonlarla yumuşak bir estetik sunarken, güçlü silüetlerle denge kuruyor. Bugünün kadınıyla bu zıtlık nasıl bir bağ kuruyor? Bu denge ilk bakışta karşıtlık gibi görünse de, gerçek hayatta kadının çokkatmanlı hâlini betimliyor. Artık kadınlar sadece güçle hareket etmekle kalmıyor; yumuşaklığı, duyguyu ve kırılganlığı da sahipleniyorlar. Tasarımcı olarak bunu koleksiyona yansıtmayı hedefledim. Pastel tonlar sakinliği ve içsel huzuru vurgularken, kararlı silüetler bu hissin içinde dayanıklılığı işliyor. Narin ama sağlam; sezgisel ama net; sade ama karakterli bir duruş bu koleksiyonun özünü oluşturuyor. Ryder Act’te bana en çok ilham veren, içsel çelişkilerin aslında bir bütün olduğunun farkına varmak. Kadınlar artık tek bir kutuya sığmıyor; iki kutup arasındaki dengeyi taşıyan parçalar yaratmak istiyorum.

İnci ve fırfır gibi feminen dokunuşlar koleksiyona zarif bir enerji katıyor. Bu detayların ardında hangi hikâye yatıyor? Detaylar, duygunun dile geldiği kısımlardır. İnci, zamanla büyüyen ve sonunda kendi ışığını bulan bir varlık; fırfır ise hareketli, akışkan ve özgürdür. Bu denge, kadınların iç dünyasına alan açmak ister. Bir elbisenin ucundaki küçük bir fırfır ya da yakadaki inci, dışardan basit görünebilir ama hepsinin taşıdığı anlam derinleşir. Bu nedenle feminen dokunuşlar koleksiyonda görünür ancak abartı değildir; zariflik ve öz güvenli bir ifade sunar.
“Bu koleksiyondan bir tasarım giyen kadının, kendiyle yeniden buluştuğunu hissetmesini istiyorum.”

Tropik Bir Rüya, Özgür Bir Duruş

Sürdürülebilirlik ve sorumluluk, Island Reverie’nin ana eksenlerindendir. Moda, hayal kurarken aynı zamanda gerçek bir sorumluluk taşıyabilir mi? Moda artık sadece görünene odaklı bir hayal değil; üretim süreçleri de aynı derecede önem kazanıyor. Kumaşın kaynağından üreticilere kadar her adım şeffaflık gerektirir. Benim için moda, özgürce hayal kurmanın en yaratıcı yolu; fakat bu hayal, dünyayı görmezden gelmeden inşa edilmeli. Üretim süreçlerinde köylere uzanan bir yaklaşım, yerel zanaat ve kadın emeğini destekleyen bir model sunuyor. Island Reverie, sürdürülebilirliği bir trend olarak değil, tasarımın özüdür. Gerçek bir yaratım süreci; toprağa dokunan, insana dokunan ve zamanın ruhuyla uyum içinde ilerleyen bir yol sunar.
Koleksiyon, bu yolu giyen ve dokunan herkesle ortaklaşıyor ve her adımda daha şeffaf, daha sorumlu bir tasarım pratiğini hedefliyor.

Island Reverie için Birecik ve Kilis’teki kadınlarla yürütülen üretim süreci ne ifade ediyor? Bu yolculuk, tasarımın ötesinde bir dayanışmayı yansıtıyor. GAP projesi kapsamında yerel kadın üreticilerle çalışıyor, parçalar köy atölyelerinde, usta öğreticilerle ve el emeğiyle şekilleniyor. Her aşamada karşılıklı güven ve saygı hâkim; atölyeler sadece makina seslerinden ibaret yerler değil, birbirimizi duyduğumuz ve birlikte dönüştüğümüz mekânlar. Island Reverie’nin dokusu, bu kadınların öykülerini, ellerini ve kalplerini taşıyor ve benim için tarif edilmesi güç bir bağ kuruyor.
“Üretimi köylere taşımak, kadın emeğini desteklemek, yerel zanaatla çağdaş tasarımı buluşturmak, benim için sadece etik bir duruş değil; tasarımın en ilham verici hâli.”

Tropik Bir Rüya, Özgür Bir Duruş

Bu koleksiyonu giyen biri kendini nasıl hissetmeli? Island Reverie ruhunu üzerimizde taşımak bize ne katmalı? Bu koleksiyon, giyen kişinin özgürlüğünü ve hafifliğini hissettirmeyi amaçlar; aynı zamanda kendine güvenen, rahat ve sahici bir duruş sunar. Island Reverie bir mekân değil, bir hâl olarak kendini gösterir: dünyanın gürültüsünden kaçıp kendi ritmini duyabildiğin bir alan. Parçaların hafifliği bedene, doğal dokular ise ruha iyi gelen bir etki yaratır. Ne çok iddialı ne de silik; olduğu gibi, güvenli bir duruş ve kendine alan açan bir his taşır. Bu yüzden Island Reverie, günlük yaşamın içinde de kendine yer bulabilen bir yaşam biçimini yansıtır ve kendinle olduğun hâlin güzelliğini hatırlatır.
“Kendinle olduğun hâlin güzelliğini unutmaman için tasarladım.”

Galataport’taki yeni mağaza, çok katmanlı bir deneyimi nasıl kurdu? Burada bir mağazadan öte bir buluşma alanı kurguladım: ruhla, bedenle ve yaratımla bağ kurulabilecek bir alan. Yoga stüdyosu, tasarım atölyeleri ve moda parçaları bir arada; çünkü hayatımda bu alanlar asla birbirinden bağımsız değiller. Yoga içsel odaklanmamı, tasarım dışa yönelimimi, atölyeler ise paylaşmayı temsil eder. Galataport’taki mekân, nefes alıp üretmeyi, ilham bulup kendi ritmini yakalamayı sağlayan bir deneyim sunuyor. Buraya gelen herkesin kendi akışını bulabileceği ve kendini hatırlayabileceği bir atmosfer kurmayı hedefledim; bedeni, emeği ve sezgiyi aynı anda hissettirmek istedim. Bu mekân, sadece rahat hissettirmekle kalmayıp, aynı zamanda sade ve derinlikli bir deneyim sunuyor. Artık böyle çok katmanlı ve gerçek bir yerimiz var.
Tropik Bir Rüya, Özgür Bir Duruş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir