Paris Moda Haftası 2025-26: Yaratıcılığın Zirve Noktası

Paris Moda Haftası, Sonbahar-Kış 2025-26 defilelerinin büyüleyici atmosferinde, cesur ve yenilikçi koleksiyonlara ev sahipliği yaptı. Givenchy’nin sahnesinde Sarah Burton, Tom Ford’un podyumunda ise Haider Ackermann ilk koleksiyonlarını tanıttı. Saint Laurent, köklerine sadık kalırken, Louis Vuitton, seyahat temasını ön plana çıkardı. Stella McCartney ve Chloé, kadınları kutlarken; Chanel ve Dior, moda miraslarına bir saygı duruşunda bulundu.

İşte Sonbahar-Kış 2025-26 koleksiyonlarının sergilendiği defilelerden öne çıkan detaylar:

VALENTINO
DERİN MAHREMİYET
Alessandro Michele’in Valentino için hazırladığı ikinci hazır giyim koleksiyonu, mahremiyet kavramını derin bir felsefi sorgulamaya dönüştürdü. Gizlenme ve açığa çıkma arasındaki kasıtlı gerilim, tasarımların temelini oluşturdu. Michele, “En derin mahremiyet tiyatrodur” diyerek, baş döndürücü ve baştan çıkarıcı bir gösteriye imza attı.

BALENCIAGA
YENİ SIRADAN
Demna, Balenciaga 2025 Sonbahar/Kış koleksiyonu ile sokak giyimi, takım ve özel gün giyimi gibi alışılmadık giyim arketiplerini daha kontrollü hacimlerle yeniden yorumladı. Koleksiyonunu “standart” olarak tanımlayan Demna, sıradan giysilere odaklanarak, bu giysilerin standart kesimlerini “moda bağlamında” bükerek yenilikçi bir bakış açısı sundu.

LOUIS VUITTON
KEŞFİN COŞKUSU
Nicolas Ghesquière, Louis Vuitton’un son kadın giyim koleksiyonu için seyahat etmeye odaklandı ve bu süreçte ilginç eşleşmeler yaratarak izleyicilere yola çıkışın heyecanını ve dönüşün huzurunu hissettirmeyi amaçladı.

GIVENCHY
FEMİNEN X MASKÜLEN
Sarah Burton’ın koleksiyonu, terzilik sanatını evrensel bir formda sunarak, eril teknikleri kadınsı formla harmanlayarak karşıtlıklar oluşturdu. Amaç, çağdaş kadının tüm yönlerini temsil eden güçlü bir gardırop yaratmaktı; güç, kırılganlık, duygusal zeka, güçlü hissetmek ve seksi olmak gibi unsurları barındırıyordu.

SAINT LAURENT
SOFİSTİKE SADELİK
Anthony Vaccarello, 2025 Sonbahar/Kış kadın koleksiyonu ile Saint Laurent’ın özünü rafine etmeye devam ederken, modaya minimalist bir yaklaşım sergiledi. Paris Moda Haftası’nın son akşamında Eyfel Kulesi’nin gölgesinde sunulan koleksiyon, markanın temiz hatlar ve sofistike sadelik mirasına sadık kalmayı başardı.
SCHIAPARELLI
OYUNBAZ RUH
Daniel Roseberry’nin kreatif direktörlüğünde sunulan koleksiyon, oyunbaz ruhu ile büyük ölçüde zıtlıklarından ve trompe l’oeil (göz aldatmacası) hilelerinden besleniyor. Beklenmedik boyutlar ve tasarım detayları, izleyiciyi derin düşüncelere sevk etti.

TOM FORD
BAŞTAN ÇIKARICI
Paris’te sunulan baştan çıkarıcı 2025-26 Sonbahar/Kış koleksiyonu, Haider Ackermann’ın Tom Ford mirasına sofistike, duyusal ve etkileyici bir yorum getirdi. Her parça, merak ve tutku dolu bir yolculuğa davet ediyor.

ISABEL MARANT
BOHEM PUNK
Sonbahar-Kış 2025-26 sezonunda, rock ‘n’ roll unsurları Isabel Marant’ın imzası olan Paris şıklığıyla buluştu. Kreatif direktör Kim Bekker, punk, grunge ve yeni dalga estetiğini romantik dokunuşlarla harmanladı.
BALMAIN
ULTRA ŞIK KONFOR
Olivier Rousteing, yeni sezon için rahat parçaları yüksek moda seviyesine taşıdı. Koleksiyonun başka bir bölümünde ise, ihtişamlı detaylar hala kendini gösteriyordu. Rousteing, rahat giyinmenin her zaman ultra-günlük olmak zorunda olmadığını, sadece şık bir dokunuşla da mümkün olduğunu gösterdi.

CHANEL
KALICI MİRAS
Paris Moda Haftası’nda Chanel’in başında bir kreatif direktör olmaması, koleksiyona gölge düşürmek yerine atölyenin ustalığını ön plana çıkardı. Chanel’in değişmez imzası ve ikonik unsurlarının yeniden hayal edilmesi, koleksiyona derinlik katmıştı.

CHLOÉ
TAZE İFADE
Chemena Kamali, 2025-26 Sonbahar/Kış koleksiyonu ile akışkan silüetler ve yapılandırılmış tasarımlar ile feminenliğin yeni bir ifadesini yaratarak, Chloé’nin mirasını modern bir bakış açısıyla tazeledi.

DIOR
ZAMAN YOLCULUĞU
Maria Grazia Chiuri, Dior mirasına ait anıları ve jestleri yeniden keşfe çıkıyor. 1989’dan 1996’ya kadar Dior’un kreatif direktörlüğünü üstlenen Gianfranco Ferré’ye saygı duruşunda bulunarak, feminenliğin evrimini mercek altına alıyor. Çağdaş gardırobun derinliklerinde geçmişin çağrışımlarını harmanlayarak, olası geleceklere dair hayaller kuran bir kadınlık anlayışını kutluyor.
STELLA MCCARTNEY
KADINLARI KUTLAMAK
Patron, anne, sevgili… Stella kadını, her şeyi yapabiliyor; iş gününün her yönünden zevk alarak eğleniyor ve geceleri kendi kimliğine bürünüyor. Stella McCartney, çalışan kadınlar için hayatının tüm aşamalarında onu kutlayan cesur ve özgün bir gardırop sundu.

Kaynak: Elle












