Lacoste ve Roland-Garros’un Ebedi Buluşması: Zarafetin ve Sporcunun Mimarı

Tenis Tutkunlarının Rüyası: Roland-Garros ve Lacoste İşbirliği
Tenis tutkunları, bu eşsiz sporun tüm heyecanını dünyadaki her turnuvada yaşar, televizyon karşısında ya da canlı izleme fırsatıyla büyük bir keyif alır. Paris’in kalbinde yer alan ve efsanevi bir atmosfer sunan Roland-Garros, özellikle tenis severler için ayrı bir anlam taşır. 2024 yazında, Lacoste’nin özel davetlisi olarak bu büyülü atmosferi deneyimleme şansı yakaladım. Kortların büyüleyici atmosferinde maçları izlerken, arka planda arkadaşlarınızla paylaşacağınız heyecan ve Lacoste’un şık lounge’unda geçireceğiniz keyifli anlar, bu deneyimi unutulmaz kılıyor.
Ve en güzel haber de burada: Lacoste, Roland-Garros’un “Premium Partner”ı ve Fransız Tenis Federasyonu’nun (FFT) resmi sponsoru olarak yoluna emin adımlarla devam ediyor. Bu yeni dönem, 2026’dan 2030’a uzanan süreci kapsıyor ve markanın, turnuva tarihindeki köklü ve anlamlı yolculuğunun zarif bir devamı niteliğinde. 1971’den beri süregelen bu işbirliği, yalnızca bir sponsorluk ilişkisi değil; Fransız spor ve moda tarihine damga vurmuş iki ikonik ismin, zamanın ötesine geçen buluşmasıdır. Tenis dünyası denince, akla gelen isimler arasında ilk sıralarda yer alan Lacoste ve Roland-Garros’un, birbirleriyle olan bağları, köklü tarihleriyle daha da anlam kazanıyor.
Fransız Tenisinin Altın Çağlarından Günümüze Uzanan Bağ
Bu güçlü işbirliğinin kökleri, Fransız tenisinin altın çağlarına kadar uzanıyor. 1927 yılında, markanın kurucusu ve tenis dünyasının efsanevi ismi René Lacoste’un da aralarında bulunduğu Fransız takımının Davis Cup zaferi, Fransa’nın gurur kaynağı oldu. Bu büyük başarı, 1928’de kendi topraklarında düzenlenen Uluslararası Turnuva’nın (Roland-Garros) temelini atmaya vesile oldu. O dönemde, Saint-Cloud stadyumu yetersiz kalınca, yeni ve prestijli bir kort inşa edilerek, Roland-Garros’un kapıları 1928 yılında açıldı. René Lacoste, 1929 yılında kazandığı şampiyonlukla, sadece tarihe geçmekle kalmadı; aynı zamanda markası Lacoste ile bu prestijli turnuva arasında, nesiller boyunca sürecek güçlü bir bağ kurdu. René Lacoste, sadece kortların değil, aynı zamanda Fransız şıklığının ve sportif zarafetin de simgesi haline geldi ve “Timber” logosu, bu zarafetin ve cesur duruşun sembolü olarak dünyaya yayıldı.
René Lacoste ve Zarafetin Efsanevi Buluşması
Tenis ve Lacoste denince, akla ilk gelen isimler arasında René Lacoste ve onun meşhur “Le Ville”deki unutulmaz kareleri yer alır. Bu ikonik figürler, hem tenis dünyasının hem de moda ve şıklığın simgesi olarak, bir kültüre dönüştü. Günümüzde, bu birlikteliğin en etkileyici örneklerinden biriyle karşı karşıyayız: Lacoste, yeni koleksiyonunu ikinci kez, Roland-Garros’un kalbinde, Le Court Philippe Chatrier’de tanıttı. Bu özel defile, markanın mirasını ve kurucusu René Lacoste’u onurlandırmak amacıyla düzenlendi. Koleksiyonun sunumu, sadece bir moda gösterisi değil; Fransız zarafetinin, modern tasarım anlayışının ve sportif ruhun birleştiği, unutulmaz bir deneyim oldu. René Lacoste’un stil öncüsü ve “Dört Silahşor”dan biri olarak, Fransız tenis tarihine damga vurduğu döneme saygı duruşu niteliğinde bu etkinlik, geçmişle bugünü zarifçe harmanladı ve zamana meydan okuyan bir stil anlayışını gözler önüne serdi.
Modernlik ve Zarafet Bir Arada
Zarafet, sadece kortlarla sınırlı kalmıyor; Lacoste, 1971’den beri Roland-Garros’un sadık ortağı olarak, turnuva boyunca toplam 100 metrekarelik özel alanlarda görünürlüğünü sürdürüyor. Village alanında, Philippe-Chatrier kortunda, Grande Boutique’te ve stadyum genelinde, markanın logosu ve tasarımlarıyla yer alıyor. Ayrıca, hakemler, top toplayıcılar, hostesler ve “Entrée de rêve” programına katılan çocuklar için hazırlanan özel kıyafetlerle, turnuvanın vazgeçilmez bir parçası olmayı başarıyor.
Başkanlar ve CEO’lardan Güçlü Mesajlar
Lacoste CEO’su Thierry Guibert, bu uzun soluklu işbirliğini şöyle özetliyor: “50 yılı aşkın süredir Roland-Garros’ta var olmak, Lacoste’un bu ikonik turnuva ile kurduğu derin ve zamansız bağın en güzel göstergesidir. Fransız ve dünya tenisinin kalbinde yer alan bu organizasyonla işbirliği yapmak, markamızın modayla sporu birleştiren özgün vizyonunu yansıtıyor. Roland-Garros’ta olmak; Fransız zarafetini, ustalığımızı ve stil mirasımızı bütün dünyaya aktarmanın en güzel yolu.”
Öte yandan, FFT Başkanı Gilles Moretton, şunları söylüyor: “Lacoste ile olan köklü ve tarihi işbirliğimizden büyük gurur duyuyoruz. Bu ortaklık sayesinde, top toplayıcılarımız ve hakemlerimiz zarif kıyafetlerle donatılıyor. Ayrıca, ‘Tennis Wall’ projemiz gibi inovatif girişimlere katkılarıyla, sporu her seviyeden birey için ulaşılabilir hale getirmeyi sürdürüyoruz.” Bu güçlü ortaklık, Fransız ruhunu, sportif şıklığı ve stil anlayışını bir araya getirerek, gelecek nesillere miras bırakmayı hedefliyor. Her yeni koleksiyon ve defile, geçmişin saygıdeğer anılarını bugünün estetik vizyonuyla buluşturarak, güçlü bir anlatı oluşturuyor.
Sürdürülebilirlik ve Toplumsal Sorumluluk
Yeni sözleşme kapsamında, çevreye duyarlı ve sürdürülebilir yaklaşımlarla hazırlanan koleksiyonlar da dikkat çekiyor. Tekstil, ayakkabı, iç giyim ve deri ürünleri gibi birçok kategoriyi kapsayan %100 sürdürülebilir koleksiyonlar, spora ve moda dünyasına yeni bir soluk getiriyor. Lacoste’un katkıları sadece turnuva alanlarıyla sınırlı kalmıyor; Fransa genelindeki kulüplerdeki antrenman duvarlarının yenilenmesine destek sağlanıyor. Ayrıca, tekerlekli sandalye tenisinin gelişimini desteklemek amacıyla, açık ve quad kategorilerinde mücadele eden kadın ve erkek sporculara ekipman desteği sunulacak. Bu girişimler, sporun ulaşılabilirliğini artırmak ve herkesin spora aktif katılımını teşvik etmek adına önemli adımlar olarak öne çıkıyor.
2024 yazına dair unutulmaz bir Roland-Garros ve Lacoste hatırası.
Yazı: Suzan Yurdacan
ELLE Türkiye Haziran 2025 sayısından alınmıştır.