Moda

Celine’in İlk Koleksiyonuyla Yeni Bir Dönem: Michael Rider’ın Paris Moda Haftası Sunumu

Paris Moda Haftası’nın En Çok Konuşulan Anlarından Biri: Celine’in Yeni Kreatif Direktörü Michael Rider’ın İlk Koleksiyonu

Paris Moda Haftası, moda dünyasının kalbinde yeni döneme tanıklık etmeye devam ederken, Celine markasının kreatif direktörü olarak göreve başlayan Michael Rider’ın ilk defilesi büyük ilgi gördü. Yedi yıl sonra markaya geri dönen Rider, kariyerinde Phoebe Philo’nun yanında edindiği deneyimlerle kendine özgü bir vizyonla sahneye çıktı.

2026 İlkbahar/Yaz koleksiyonu, Rider’ın Celine’deki ilk sunumunun ötesinde, markanın köklü geçmişiyle yenilikçi yaklaşımlarını bir araya getirerek dikkatleri üzerine çekti. Moda dünyasında birçok büyük marka, yeni kreatif direktörlerini tanıtırken, bu dönem özellikle Julien Klausner’ın Dries Van Noten, Haider Ackermann’ın Tom Ford, Jonathan Anderson’ın Dior ve Glenn Martens’in Maison Margiela gibi önemli isimlerin ilk koleksiyonlarını sergilemesiyle anlam kazandı. İşte bu bağlamda, Michael Rider’ın Celine’deki çıkışı da yeni dönemin başlangıcını simgeliyor.

Defilenin Mekanı ve Atmosferi

Defile, Paris’in kalbinde bulunan Celine’in merkez binasında gerçekleştirildi. Binanın önünde, markanın ikonik logosunu taşıyan bisikletler konukları karşılar nitelikteydi. Hafifçe yağan yaz yağmuru, atmosferi romantik ve samimi kılarken, izleyiciler “C” şeklinde düzenlenmiş oturma alanında yer aldı. Bu bisikletler, modern Celine kadını ve erkeği için Paris yaşam tarzını ve özgün ruhunu yansıtan semboller olarak seçilmişti.

Koleksiyonun Teması ve İlham Kaynakları

Rider’ın yeni koleksiyonu, Fransız burjuvazisinin zarafetini ve Amerikan kolej stilinin özgüvenli duruşunu bir araya getiriyordu. Ralph Lauren’dan ilham alan “preppy” tarzı, Celine’in Fransız mirasıyla harmanlanmış ve koleksiyonun temelini oluşturmuştu. Rider, koleksiyonda “Hiçbir şeyi silmek istemedim; var olan temelin üzerine yeni bir bakış açısı eklemek istedim” diyerek, geçmişle geleceği birleştiren bir vizyonu ortaya koydu. Podyumdaki detaylarda ise hem Phoebe Philo’nun rafine yalınlığı hem de Hedi Slimane’in asi ve özgün çizgileri kendini gösteriyordu. Rider, markanın önceki kreatif direktörlerine saygı duruşunda bulunurken, aynı zamanda kendi özgün dokunuşunu da koleksiyona yansıttı.

Koleksiyonun Detayları ve Stil Yorumları

Toplamda 72 görünümden oluşan koleksiyon, Brian Molloy’un stil yönetimiyle güç kazandı ve stilin gücü tekrar kanıtlandı. Çabasız şıklık, koleksiyonda kırmızı ve mavi gibi canlı renklerle buluşurken, iddialı deri ceketler 80’ler havasını yeniden canlandırdı. Günlük preppy tarz ve gece daha sofistike şıklık, koleksiyonun iki ana teması oldu.

Aksesuarlar ise koleksiyonun öne çıkan unsurlarıydı. Güçlü duruş sergileyen fularlar ve eşarplar, Paris Moda Haftası’nın atmosferine uygun olarak dikkat çekti. Triomphe çantası yeniden yorumlanırken, kalın kemerler, üst üste takılan takılar ve büyük güneş gözlükleriyle koleksiyon maksimalist bir görünüme kavuştu. Ayrıca, minimalist formlara sahip kıyafetler, gösterişli aksesuarlar sayesinde daha cesur ve iddialı hale getirildi.

Geleceğin İşareti ve Moda Dünyasına Mesaj

Acaba bu koleksiyon, Celine’in tarihinde bir dönüm noktası mı? Belki de… Hedi Slimane’in 2018’de markanın ismindeki aksan işaretini kaldırmasıyla başlayan büyük değişimden sonra, Rider’ın koleksiyonu daha sakin ama etkileyici bir geçişin habercisi. Bu yeni başlangıç, markanın hem geçmişine saygı duruşu hem de geleceğe yönelik cesur adımların öncüsü olarak görülüyor.

Kaynak: Elle

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir