Kadın

SGK Denetimleri ve Sahte Boşanma Vakaları Üzerine Güncel Durum

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Denetimleri ve Sahte Boşanma Uygulamaları

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), sahte boşanma olaylarının önüne geçmek amacıyla kapsamlı denetim ve takip çalışmalarını sürdürüyor. Geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen incelemelerde, toplamda 2 bin 414 kişinin bu yasa dışı yola başvurduğu tespit edilmiştir. SGK, özellikle boşandığı halde fiilen birlikte yaşamaya devam eden kişilerin maaşlarını keserek, ödenen tüm tutarları faiziyle geri alıyor ve bu kişilerin hakkında suç duyurusunda bulunuyor.

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Denetimleri ve Sahte Boşanma Uygulamaları

Bu uygulamalar kapsamında, vefat eden sigortalıların dul ve yetimlerine, belirli şartlar çerçevesinde aylık bağlanırken, özellikle kız çocukları, evli olmamaları, boşanmış veya dul kalmış olmaları halinde aylık almaya hak kazanıyorlar. Ancak, bu durumdan yararlanmak amacıyla sahte boşanma veya hileli düzenlemelere başvurmak ise yasalara aykırıdır. SGK’nın denetimleri, bu tür dolandırıcılık girişimlerini büyük ölçüde engellemektedir.

SGK’nın Denetim ve Uygulama Süreçleri

Her yıl düzenli olarak yaptığı denetimlerle binlerce sahtecilik olayını ortaya çıkaran SGK, 2023 yılında 2 bin 418 vakayı tespit etmiş ve gerekli işlemleri başlatmıştır. Bu süreçte, eşinden resmi olarak boşandığı halde fiilen birlikte yaşamaya devam edenlerin maaşları kesiliyor ve ödenen toplam tutar faiziyle birlikte geri alınıyor. Ayrıca, bu durumla ilgili olarak Cumhuriyet savcılıklarına suç duyurusunda bulunuluyor.

SGK'nın Denetim ve Uygulama Süreçleri

Yargıtay’ın Emsal Kararı ve Hukuki Çerçeve

Bu konuda önemli bir hukuki emsal teşkil eden Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin E: 2011/4060, K: 2011/15309 sayılı kararı, sahte boşanma ve gelir/aylık kesme uygulamalarında temel ilkeleri belirlemiştir. Bu karar, özellikle 5510 sayılı Kanun’un 56. maddesinin 2. fıkrasını esas alıyor ve şu hükmü içeriyor:

Yargıtay'ın Emsal Kararı ve Hukuki Çerçeve

“Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu tutarlar, 96. madde hükümlerine göre geri alınır.”

Hukuki dayanak olarak, bu madde Anayasa Mahkemesi tarafından 28.04.2011 tarihinde incelenmiş ve iptal edilmemiştir. Ayrıca, bu düzenlemenin yürürlüğe giriş tarihi 1 Ekim 2008 olup, bu tarihten önceki durumlar için de geçerli kabul edilmektedir.

Mahkeme Kararlarının Konusu ve Değerlendirmeleri

Özellikle, sahte boşanma veya muvazaalı boşanma yoluyla maaş alan kişilerin mahkemeye başvuruları sıkça görülmektedir. Yargıtay, bu bağlamda, boşanma sonrası fiili yaşamın bireysel özgürlükler kapsamında olduğunu, ancak devletin sosyal sigorta yardımından yararlanmayı engelleme yetkisinin bulunduğunu vurgulamaktadır. Bu kapsamda, özellikle 01.10.2008 tarihinden itibaren, fiilen birlikte yaşamaya başlayan kişilerin gelir ve aylık haklarının kesilmesi zorunludur.

Mahkeme Kararlarının Konusu ve Değerlendirmeleri

Kanıt Toplama ve Delil Süreci

Bu tür davalarda, fiili birlikteliğin varlığını kanıtlamak büyük önem taşımaktadır. Yargıtay, kanıtların toplanması ve değerlendirilmesinde şu unsurlara dikkat edilmesini şart koşar:

  • Tarafların ikametgah belgeleri, nüfus kayıtları ve adres değişiklikleri.
  • Su, elektrik ve telefon aboneliklerinin kimin adına olduğu.
  • Seçmen kayıtları ve resmi kurumlara verilen adres bilgiler.
  • Ödeme yapılan banka hesapları ve çalışma durumları (özellikle 4857 sayılı Kanun kapsamında çalışanlar).
  • Emniyet ve jandarma araştırmaları.
  • Mahalle muhtarlarının ve tanıkların beyanları.

Tüm bu deliller ışığında, boşanılan eşle fiili yaşama durumunun varlığı veya yokluğu net bir şekilde ortaya konur ve karar verilir.

Sonuç ve Toplumsal Yansıma

Uzun yıllardır toplumda dile getirilen “sahte boşanma” veya “muvazaalı boşanma” gibi uygulamalar, özellikle ölüm veya yetim aylığı alabilmek amacıyla eski eşlerle yaşamaya devam eden kişiler veya yeni evlilikleri nedeniyle eski eşleriyle bağlarını koparmayanlar tarafından tercih ediliyor. Bu durum, etik açıdan ve hukuki anlamda kabul edilemez olup, SGK’yı dolandırmak anlamına gelir.

Yasal düzenlemenin iptali için açılan başvurunun reddedilmesiyle birlikte, 01 Ekim 2008 tarihinden itibaren yürürlükte olan bu düzenleme, sahte boşanma uygulamalarını engellemekte kararlıdır. Bu tarihten önce bağlanmış olsa dahi, fiili birlikteliğin tespiti halinde aylıkların kesilmesi ve yersiz ödemelerin geri alınması hukuken doğrudur. Yargıtay da bu görüşü destekleyerek, delil ve kanıtların titizlikle toplanmasını ve değerlendirilmesini önemle vurgulamaktadır. Son olarak, sahte boşanma yoluyla maaş ya da aylık alanların, gerçek anlamda fiilen birlikte yaşamalarının tespiti halinde, SGK tarafından ödenen tüm tutarların geri alınacağı ve bu durumun kaçınılmaz olduğu bilinmelidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir