Gürcistan’da Taşıyıcı Anneden Dünyaya Gelen İkizlerin Kaydı ve Yasal Süreç
İstanbul‘da faaliyet gösteren iş insanı Feramuz G.’nin, Gürcistan’da taşıyıcı anneden dünyaya gelen ikiz çocuklarını, sevgilisi Yonca K.’nin nüfusuna kaydettiği olay gündeme bomba gibi düştü. Bu durum, hem hukuki hem de etik açıdan ciddi tartışmalara yol açtı.
İlişki ve Planın Başlangıcı
İş adamı F. G. ile Y. K. isimli kadın, bir süre duygusal bir ilişki yaşadı. İlişki sürecinde, çocuk sahibi olma arzusu taşıyan F. G., Türkiye’de yasal olmayan taşıyıcı annelik yöntemine başvurmaya karar verdi. Gürcistan’da bulunan bir kadınla iletişime geçerek, taşıyıcı annelik sözleşmesi imzaladı. Amaçları, doğan ikiz bebekleri sevgilisi Y. K.’nin nüfusuna kaydettirmekti.
Çocukların Türkiye’ye Getirilmesi ve Zorluklar
İkizler Gürcistan’da doğduktan sonra, gerçek olmayan doğum belgeleri düzenlenerek Türkiye’ye getirildi. Ancak, bu süreçte Y. K. ile F. G. arasında anlaşmazlıklar çıktı. Bebeklerin anneleri olmadığının tespiti amacıyla Y. K. taşıyıcı annelik sözleşmesine dayanarak dava açtı. F. G. ise, çocukların annesi olarak Y. K.’nin kaydını yaptırdığı belgeleri Nüfus Müdürlüğü’ne sundu.
DNA Testi ve Yasal Sonuçlar
Olayın hukuki boyutu, yapılan DNA testleriyle netlik kazandı. Akşam gazetesinden Neslihan Keskin’in haberine göre, F. G. hakkında “Zincirleme şekilde çocuğun soy bağını değiştirmek” suçundan 5 yıl 3 aya kadar hapis cezası talep edildi. İlk duruşmada, savcı tarafından yapılan mütalaada DNA analizlerinin ardından, çocukların Y. K. ile değil, başka bir annenin soy bağıyla ilişkili olduğu tespit edildi. Bu gelişme, mahkeme tarafından da kabul edildi ve Y. K.’nin bebeklerin annesi olmadığı kanaatine varıldı. Y. K.’nin avukatı, bu karara itiraz ederek duruşma süreçlerinin uzamasını sağladı.
F. G.’nin avukatı ise, savcılığın mütalaasına karşılık olarak savunma yapabilmek için ek süre talep etti. Mahkeme, duruşmayı ilerleyen tarihe erteleyerek, yasal sürecin devam edeceğini duyurdu.
Sonuç ve Etkiler
Bu olay, taşıyıcı annelik ve çocuk hakları konusunda ciddi tartışmaları beraberinde getirirken, hukuki anlamda da yeni düzenlemelerin gerekliliğini gündeme getirdi. Ayrıca, uluslararası taşıyıcı annelik sözleşmelerinin denetimi ve etik kuralların belirlenmesi konusunda önemli bir uyarı niteliği taşıyor.
