Kadın

İçsel Anne Sesinin İzinde: Anne-Çocuk Bağını Anlamak ve Özgürleşmek

Anne ile çocuk arasındaki bağ, bilinçdışı dinamiklerin ve kuşaklar arası deneyimlerin etkisiyle şekillenen karmaşık bir gerçektir. Klinik Psikolog Sümeyye Üstün, bu bağın görünmeyen yönlerini ve nasıl daha sağlıklı bir ilişkiye dönüşebileceğini anlatır. Sarılmak, öpmek veya sahiplenmek gibi davranışlar, geçmiş deneyimlerden kopup gelen mesajları taşır; bir anne, çocuğuyla kurduğu bağın yanı sıra kendi çocukluğunu da gözlemleyerek bu süreci deneyimlemiş olur. Genelde farkında olmadan söylenen cümleler, iç dünyamıza dair güçlü ipuçları sunar. Bu ipuçları takip edildiğinde, içsel dünyamızda derinleşen bir yolculuk başlar.

İçsel Anne Sesinin İzinde: Anne-Çocuk Bağını Anlamak ve Özgürleşmek

İÇSEL ANNE sesi, çocuklukta içselleştirdiğimiz duyguları ve ilişki örüntülerini barındırır. Bazen destekleyici ve şefkatli bir ses olurken, bazen de cezalandırıcı bir eleştiri teması taşıyabilir. Bir anne, çocukla ilişki kurarken bu içsel eleştirel sesi sıkça duyabilir; “İyi bir anne değilim, yeterince çaba göstermiyorum” düşünceleri kulağa gelebilir. Bu sesler, zorlu görünse de dinlenip anlaşılmaya başlandığında, döngüyü kırmanın ilk adımlarını atmamızı sağlar. Geçmiş tecrübelerin ve bilinçdışı duyguların farkına varmak, bugün ilişkilerimizi daha sağlıklı kılacak farkındalıkları destekler.

İçsel Anne Sesinin İzinde: Anne-Çocuk Bağını Anlamak ve Özgürleşmek

KİMLİĞİNİ GELİŞTİĞİNDE annenin, çocuğuna olan bağını sürdürmesi ve aynı anda kendine ait bir yaşam kurması mümkün olabilir. Çocuk büyüdükçe kimlik arayışları başlar; yeni deneyimler dener, bağımsızlık ister ve anneden uzaklaşma süreçleri gelişir. Bu süreçler, bazı annelerde kaygı yaratabilir: “Dış dünya tehlikelerle doluysa çocuğum zarar görebilir mi?” ya da “Çocuğum bensiz mutluysa ben yalnız kalacağım.” şeklindeki bilinçdışı endişeler ortaya çıkabilir. Bu tür düşünceler, çoğu kez yaşamın her alanında tekrarlanan olasılıklardır ve temel olarak anneye ait bilinçdışı duygularla bağlantılıdır. Ancak Anne, kendi kimliğini keşfettiğinde ve annelik rolünün ötesine geçtiğinde, çocuk da bu süreçte güvenli biçimde yer bulabilir ve ikisi arasındaki bağ taze ve sağlıklı bir şekil alabilir.

İçsel Anne Sesinin İzinde: Anne-Çocuk Bağını Anlamak ve Özgürleşmek

GERÇEK ANNE OLMAK kimsenin mükemmel olmadığı gerçeğini kabul etmekle başlar. Winnicott’un “yeterince iyi anne” kavramı burada belirleyici rol oynar: mükemmellik değil, çocuğun duygularını fark eden ve onarmayı bilen, kendinden emin bir anne olmak yeterlidir. Bazen bağırmak, bazen üzülmek ya da yorulmak, anneliğin doğal bir parçasıdır ve bu duygularla yüzleşebilmek, kendine karşı şefkati gösterebilmek önemlidir. Kendine karşı dürüst olan bir anne, çocuğuna da güvenli ve şefkatli bir iç ses bırakabilir.

Klinik Psikolog Sümeyye Üstün tarafından paylaşılan bu bakış açısı, anne-çocuk bağını yalnızca bir sevgi ilişkisi olarak görmek yerine, içsel diyaloglar ve geçmiş deneyimlerle inşa edilen dinamik bir süreç olarak ele alır. Kaynak: Yasemin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir