Louis Vuitton Hakkında Büyük Veri İhlali Skandalı: 419 Bin Müşteri Verisi Sızdırıldı

Louis Vuitton Hakkında Çarpıcı Veri İhlali İddiası
Ünlü lüks moda markası Louis Vuitton, Hong Kong’da faaliyet gösteren müşteri verilerinin güvenliğini tehlikeye atmasıyla gündeme geldi. Yaklaşık 419 bin müşterisinin kişisel bilgilerinin yasa dışı yollarla sızdırıldığı ve bu duruma ilişkin kapsamlı bir soruşturma başlatıldığı bildirildi. Firma tarafından yapılan resmi açıklamada, ödeme bilgilerinin güvenliğinin sağlandığı ancak kişisel verilerin ciddi anlamda risk altında olduğu vurgulandı.

Çalınan Müşteri Verilerinin Detayları
Sızdırılan veriler arasında müşterilerin isimleri, pasaport detayları, ikamet adresleri, e-posta adresleri, telefon numaraları, alışveriş geçmişleri ve tercih ettikleri ürünler gibi kritik bilgiler bulunuyor. Bu durum, müşterilerin gizliliği ve güvenliği açısından önemli bir tehdit oluşturuyor. Hong Kong Kişisel Verileri Koruma Komisyonu (PCPD) tarafından olayla ilgili resmi bir inceleme başlatıldığı ve duruma müdahale edildiği açıklandı.

Olayın Gelişimi ve Firma Tarafından Alınan Önlemler
Olayın ortaya çıkış nedeni, Louis Vuitton’un bağlı olduğu uluslararası grup LVMH’nin yaptığı açıklamaya göre, yetkisiz bir kişi veya grubun bazı müşteri verilerine erişim sağlamasıyla gerçekleşti. Şirket, konuya ilişkin olarak ilgili düzenleyici kurumlar ve etkilenen müşterilerle yakın iş birliği içinde hareket ettiğini belirtti. Ayrıca, olayın ciddiyeti göz önüne alınarak güvenlik önlemlerinin artırıldığı ve veri koruma süreçlerinin gözden geçirildiği bildirildi.

Hong Kong Gizlilik Kurumundan Soruşturma ve Geç Bildirim Suçlaması
Öte yandan, Hong Kong’daki gizlilik kurumu, Louis Vuitton’un olay hakkında zamanında bildirimde bulunmadığı gerekçesiyle ayrı bir soruşturma başlattı. Yapılan açıklamada, 13 Haziran tarihinde şirketin merkez ofisinde şüpheli faaliyetlerin tespit edildiği ve 2 Temmuz’da Hong Kong’daki müşterilerin verilerinin etkilendiği bilgisi paylaşıldı. Resmi bildiri ise 17 Temmuz’da kamuoyuna duyuruldu. Bu gecikme, kurumlar arası denetim ve yasal sorumluluklar açısından eleştirildi.












