Miras ve Dostluğun Gücü: Esma ve Hüseyin Hasbahçeci’nin Türk Ailesine Devredilen Yuvasi
Almanya’da yaşayan Yaşlı bir çift için hayat her zaman maddi hesaplar üzerinden yürümez. Zorluklar karşısında yanlarında duran Türk ailesi, yalnızca bir kiracı-ev sahibi ilişkisini aşan bir dostluk kurdu. Bu yakınlık, beklenmedik bir miras sürpriziyle taçlandı: iki katlı ev, dostluk ve vefa sözleşmesiyle yeniden şekillendi.
Esma ve Hüseyin Hasbahçeci çifti, 1980’lerde Almanya’ya yerleşirken hayatı kolaylaştıran küçük başarıları bir araya getirip kendi evlerini kurdu. Hemşirelik eğitiminin ardından Esma Hanım Almanca’yı hızla öğrenip evde bakım hizmeti sunmaya başladı. Aynı zamanda Bay Schmidt ve eşi Rita Schmidt ile kurdukları bağ, kısa sürede kiradan öteye geçti ve samimi bir dostluğa dönüştü.
Zorlu Günlerde Dayanışma Hastalıkla mücadele eden Bay Schmidt’in yanında olmaları, iki ailenin birbirine olan güvenini pekiştirdi. Esma Hanım, hastaneye yapılan ziyaretler ve ev işlerinde destek vererek karşılıksız bir yardımı gösterdi; Hüseyin Bey ise lojistik konularda yardımını esirgemez oldu. Bu dayanışma, başkalarının da gördüğü bir örnek haline geldi.
“Bu zor günümüzde yanımızda olduğunuz için sizi seçtik” sözleriyle Bay Schmidt, Ameliyat sonrası bir adımı attı ve Esma Hanım’a karşı duygularını paylaştı. İkili bağın karşılık bulduğu miras teklifi ile yaşlı çift, evin ileride Hasbahçeci ailesine devredilmesini özenle belirledi. Rita Hanım’ın yaşamı boyunca bakım koşuluyla ev, Türk aileye miras kaldı.
Rita Hanım’ın vefatının ardından bu iki katlı ev, resmen Türk ailenin oldu. Belgeselde bu özel hikaye, izleyenlere vefanın ve kültürler arası dostluğun ne denli güçlü olabileceğini hatırlattı.
Kaynak: Yasemin
