Yaz Tatili İçin En İyi Kitaplar: 2025 Eurosummer’ın Okuma Listesi

Yaz tatilinizin hazırlıkları tamamlandı, bavulunuzu büyük ölçüde doldurdunuz ve artık en önemli aşamaya, yani yanınıza alacağınız kitaplara odaklanabilirsiniz. Bu yaz, farklı coğrafyalarda, farklı atmosferlerde ve farklı ruh halleriyle size eşlik edecek, okuma deneyiminizi zenginleştirecek birbirinden özel kitaplar seçtik. İster Akdeniz’in serin sularında, ister Avrupa’nın tarihi sokaklarında, isterse de güneşli bir terasta kahvenizi yudumlarken sayfaları çevirirken, bu kitaplar sizin en iyi yol arkadaşlarınız olacak. Her biri, tatil ruhunuza uygun, sizi yeni dünyalara götürecek ve bazen de düşündürecek hikâyelerle dolu. Bu yaz, okuma alışkanlığınızla tatilinizi daha anlamlı ve keyifli hale getirmeye hazır olun.

Bonjour Tristesse, Françoise Sagan— Fransız edebiyatının en sevilen klasiklerinden biri olan bu roman, Sagan’ın 18 yaşında kaleme aldığı ve Fransız Rivierası’nda geçen bir yaz tatilini anlatıyor. 17 yaşındaki Cécile, babasıyla özgür ve neşeli bir yaşam sürerken, babasının eski eşinin ve onun en yakın arkadaşlarının gelişiyle denge bozulur. Gençlik, hedonizm ve aile içi çatışmaları sade ve akıcı bir dille işleyen bu eser, zamanla kült haline dönüşmüş ve pek çok okurun kalbinde yer edinmiştir.

Nova Scotia House, Charlie Porter— Moda dünyasının karmaşık ve gösterişli atmosferinden uzaklaşan Charlie Porter’ın ilk romanı olan bu eser, Nova Scotia’da, sakin ve huzurlu bir kulübede geçen bir yazı anlatıyor. Hikâye, AIDS krizinden önceki kuir topluluğun deneyimlerini, kayıplarını ve aşklarını detaylı ve sakin bir anlatımla işleyerek, yas ve kimlik temalarını derinlemesine ele alıyor.

Acid for the Children, Flea— Red Hot Chili Peppers’ın ünlü basçısı Flea’nın içten ve samimi anılarını anlatan bu kitap, 1970’ler ve 80’lerde Los Angeles’ta gençlik yıllarını geçiren bir müzik dehasının hikayesini gözler önüne seriyor. Flea, ünlü olmadan önceki hayatını, arkadaşlıklarını ve kendini keşfetme sürecini esprili ve içten bir dille anlatırken, müzikle olan bağını ve hayatındaki dönüşümünü de okuyucuyla paylaşıyor.

Atmosphere, Taylor Jenkins Reid— Bu roman, 1980’lerde NASA’nın ilk kadın astronot adaylarından Joan Goodwin’in hikayesini anlatıyor. Joan, fizik ve astronomi alanında kariyer yaparken, uzaya gitme hayalleriyle yanıp tutuşuyor. Eğitim sürecinde farklı karakterlerle tanışıp, kendini hem işine hem de beklenmedik duygulara kaptırırken, tutku, dostluk ve değişen zamanları sade ve etkileyici bir dille aktarıyor.

Bluets, Maggie Nelson— Maggie Nelson’un şiirsel ve felsefi denemesi olan Bluets, mavi renginin etrafında şekilleniyor ve kayıp, arzu, melankoli gibi duygulara dair derin düşünceleri içeriyor. Roman veya anı olarak değil, daha çok şiirsel ve düşünsel bir yolculuk gibi olan bu kitap, yaz aylarında kelime ve renk tutkunları için ideal; sade ve etkileyici anlatımıyla okuyucunun iç dünyasına hitap ediyor.

Butter, Asako Yuzuki— Japonya’da büyük ilgi gören bu roman, gerçek bir olaydan esinlenerek, zengin erkekleri yemekleriyle baştan çıkarıp öldürmekle suçlanan bir kadının hikayesini anlatıyor. Ancak, hikâye klasik bir polisiye romanı olmaktan çok, kadınlık, arzu ve utanç temalarını yavaş yavaş ve derinlemesine işleyen, hem takıntı hem de psikolojik çözümleme niteliğinde bir yapıya sahip. Bir gazetecinin mahkum bir kadını ziyaret etmesiyle gelişen olaylar, açlık ve ihtiras temalarını farklı açılardan sorguluyor.

It’s Terrible The Things I Have To Do To Be Me, Phillippa Snow— Bu kitap, ünlü kadınların beden, kimlik ve hikâye üzerinden dönüşümünü anlatıyor. Snow, Anna Nicole Smith, Lindsay Lohan ve Amy Winehouse gibi ikonların hayatlarını, şöhretin yarattığı baskıları ve bedensel dönüşümleri özgün ve stil sahibi bir dille ele alıyor. 2000’ler magazin dünyasının karanlık yüzünü, trajik ve bazen gerçeküstü öğelerle yansıtarak, kadın olmanın zorluklarını ve şöhretin bedellerini derinlemesine inceliyor.

Rytual, Chloe Elisabeth Wilson— Güzellik ve moda endüstrisinin perde arkasını anlatan bu roman, Melbourne’lu genç Marnie Sellick’in, prestijli bir güzellik markasında çalışmaya başlamasıyla başlıyor. Markanın güçlü ve etkili kurucusu Luna Peters’ın etkisi altında kalan Marnie, aidiyet, kimlik ve güç temalarıyla yüzleşiyor. Güzellik endüstrisinin yüzeysel parlaklığının altında yatan karmaşık ilişkiler ve manipülasyonlar, bu romanla derinlemesine sorgulanıyor.

Antiquity, Hanna Johansson— Bu roman, 30’larındaki bir kadının, şık ve kendisinden büyük sanatçı Helena’ya olan takıntısını konu alıyor. Yunanistan’daki bir tatilde, Helena ve genç kızı Olga ile birlikteyken, başlangıçta kıskançlıkla bakılan Olga’ya karşı hisler karmaşık bir hal alıyor. Hanna Johansson, arzu, güç ve tabu temasını çağdaş ve etkileyici bir üslupla harmanlayarak, aşk ve takıntının sınırlarını sorguluyor.

Sex and Lies, Leïla Slimani— Fas’lı kadınların cinsellik, özgürlük ve toplum baskısı üzerine gerçek yaşam hikâyelerini anlatan bu cesur roman, kadınların toplum içindeki yerine ve yaşadıkları zorluklara dair derin bir bakış sunuyor. Doğrudan ve samimi anlatımıyla, kültürel normlar ve gizli kalmış arzular arasındaki çatışmayı gözler önüne seriyor.

The Friday Afternoon Club, Griffin Dunne— Griffin Dunne’nin anıları, 1960’lar ve 70’lerin Los Angeles’ında geçen bir aile hikâyesini anlatıyor. Hollywood’un ünlü isimleriyle iç içe büyüyen Dunne, samimi ve esprili anlatımıyla, sadece ünlü isimlerle değil, aynı zamanda ailesinin trajedileri ve yaşam mücadeleleriyle de iç içe bir portre sunuyor.

What I Ate In One Year, Stanley Tucci— Tucci, bir yıl boyunca yediği yemeklerin hayatındaki yerini ve her bir yemeğin kendisine kattığı anlamı anlatıyor. Film setlerinden ev sofralarına, Avrupa seyahatlerinden aileyle paylaşılan yemeklere uzanan bu günlük, yemeğin yaşamın anlamlandırılmasındaki rolünü sıcak ve içten bir dille aktarıyor.

Hot Milk, Deborah Levy— İspanya’nın sıcak ve güneşli sahil kasabasında geçen bu roman, annesi gizemli bir hastalıkla mücadele eden Sofia’nın hikayesini anlatıyor. Sofia, annesini geleneksel tıbbın ötesinde tedavi arayışlarına yönlendiren, karmaşık ve rüya gibi bir yolculuğa çıkarken, kadınlık, kimlik ve arzunun sınırlarını yeniden keşfediyor. Roman, insanın iç dünyasını derinlemesine irdeleyen, düşündürücü ve etkileyici bir anlatı sunuyor.

Orbital, Samantha Harvey— Bu roman, Uluslararası Uzay İstasyonu’nda (ISS) görev yapan altı astronotun hikayesini ve onların Dünya’ya bakış açılarını anlatıyor. Gezegenin güzellikleri ve yıkımlarıyla yüzleşen bu kahramanlar, insan olmanın anlamını ve yaşamın kırılganlığını sorguluyor. İnce ve şiirsel diliyle, uzaklık ve bağlılık temalarını derinlemesine işlerken, insan ruhunun sınırlarını ve evrensel bağları irdeliyor.