Migren Hastalığı ve Bilinçli Yaklaşımlar

Migren Hastalığı ve Güncel Durum
Migren, toplumda halen yeterince ciddiye alınmayan ve çoğu zaman hafife alınan nörolojik bir rahatsızlıktır. Uzmanlar, bu hastalığın sadece şiddetli baş ağrısından ibaret olmadığını, birçok farklı ve karmaşık belirtiyle kendini gösterebileceğine dikkat çekmektedir. Nöroloji Uzmanı Dr. Meliha Aydın, migrenin belirtilerine, korunma yollarına ve doğru tedavi yaklaşımlarına ilişkin önemli bilgiler paylaştı.

Migrenin Belirtileri ve Tanımı
Dr. Aydın, “Migren, genellikle başın bir tarafında yoğun, zonklayıcı ve şiddetli ağrılarla kendini gösteren, eş zamanlı olarak bulantı, kusma, görme bozuklukları, konuşma güçlüğü, denge kaybı ve ışık ile sese karşı aşırı hassasiyet gibi çeşitli belirtileri içeren karmaşık bir nörolojik hastalıktır” dedi. Ayrıca, bu hastalığın çocuklukta başlayabileceği gibi, erken yetişkinlik dönemine kadar hiçbir belirti vermeyebildiğine de dikkat çekti.
Hastalığın Yaygınlığı ve Risk Faktörleri
Dr. Aydın, “Ailede migren öyküsü bulunan bireylerde hastalığın ortaya çıkma riski oldukça yüksektir. Kadınlarda erkeklere kıyasla 2-3 kat daha sık görülmekte olup, yaşam kalitesini ciddi anlamda olumsuz etkileyebilir” ifadelerini kullandı. Yapılan araştırmalara göre, her iki yetişkinden biri zaman zaman baş ağrısı şikayetiyle karşılaşmakta ve Türkiye’de bu oran daha da yüksek seyretmektedir. Türkiye Migren Epidemiyoloji Araştırmaları’na göre, her 100 kişiden 16 ila 21’inin migren hastası olduğu tespit edilmiştir. Görülme sıklığı kadınlarda %25-30 civarında iken, erkeklerde bu oran %10-12 arasındadır. Ancak, birçok hasta yaşadığı baş ağrısını migrenle ilişkilendirmediği için tanı ve tedavi süreci gecikmektedir.
Toplumsal ve Ekonomik Etkiler
Dr. Aydın, “Migren yalnızca bireysel bir sorun değil, aynı zamanda toplumsal bir sağlık sorunudur. İş gücü kaybına, sosyal izolasyona ve yanlış ilaç kullanımı gibi ciddi sonuçlara yol açabilmektedir” diyerek, hastalığın yaygın etkilerine vurgu yaptı. Ayrıca, sinir dokularını etkileyerek damar tıkanıklığı ve inme riskini artırabileceğine dikkat çekti. Birçok kişi, geçici çözümler olan ağrı kesicilere yönelerek durumu daha da kronikleştiriyor ve bu da tedavi sürecini zorlaştırıyor.
Migreni Tetikleyen Faktörler ve Korunma Yolları
Dr. Aydın, migreni tetikleyen yaygın faktörleri şöyle sıraladı:
- Hormonal değişiklikler
- Aşırı alkol ve kafein tüketimi
- Tuzlu gıdalar ve hazır yiyecekler
- Aşırı egzersiz veya aşırı yorgunluk
- Ani hava değişimleri ve iklim farklılıkları
- Yoğun ortam kokuları ve parlak ışıklar
- Uykusuzluk veya aşırı uyuma
- Aç kalmak veya düzensiz beslenme
- Çikolata, peynir gibi belirli yiyecekler
- Stres, kaygı ve yoğun duygusal yük
Bu faktörlere dikkat edilerek, migren ataklarının önlenmesi ve yaşam kalitesinin artırılması mümkündür. Ayrıca, şu noktalara özellikle dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı:
- Migren, sadece ağrı kesiciyle geçiştirilemez; altında yatan nedenlerin tespiti ve uygun tedavi çok önemlidir.
- Stres, açlık, uykusuzluk gibi tetikleyici faktörlerin kontrol altına alınması gerekir.
- Migren tanısı, mutlaka uzman bir nöroloji hekimi tarafından konulmalıdır.
- Sürekli baş ağrısı yaşayan bireyler detaylı nörolojik değerlendirmeden geçmelidir.











