Toksik İlişkilerin Derinlikleri ve Sağlıklı Bir Yaşama Dönüş Yolları

İlişkilerimizdeki Toksik Dönüşüm ve Etkileri
Hayatımızın temel yapıtaşlarından biri olan ilişkiler, bazen farkında olmadan sağlıksız hale gelebilir ve bu durum, yaşam kalitemizi ciddi anlamda olumsuz etkileyebilir. Özellikle evliliklerde zamanla oluşabilen toksik ilişkiler, hem bireyin ruh sağlığını hem de genel yaşam dengesini bozabilir. Psikolog Elif Zahide Gök, toksik ilişkilerin doğası ve sonuçları hakkında önemli bilgiler paylaştı. Günümüzde ilişkilerde sıkça karşılaşılan bir kavram olan toksik ilişki, duygusal, zihinsel ve bazen fiziksel olarak kişinin yaşamını derinden etkileyen, manipülasyon ve aşağılamayı içeren karmaşık bir yapıya sahiptir.
İlişkide zamanla ortaya çıkan bu olumsuz dinamikler, başlangıçta zararsız gibi görünse de, ruh ve beden sağlığını tehdit edecek boyutlara ulaşabilir. Özellikle bazı evliliklerde bireyler, toksik bir bağlanma ve iletişim döngüsünün farkına varmadan yaşamlarını sürdürebilir. Bu ilişkiler, kişinin ruh halini sürekli dalgalı tutarak, içsel huzuru yok eder ve yaşam kalitesini düşürür.

Psikolog Elif Zahide Gök’ün Toksik İlişkiler Üzerine Değerlendirmeleri
Boşanma süreçlerinde önemli bir etken olan toksik ilişkiler, Gök tarafından detaylı şekilde analiz edildi. “Toksik ilişkide birey yavaş yavaş ruhen ve bedenen zehirlenir” diyen psikolog Gök, bu durumu şu şekilde açıkladı:

“Toksik ilişki, aslında zamanla azalmak, değersizleştirilmek ve fark edilmeden içine çekilmek anlamına gelir. Bu ilişkide kişi kendisini sürekli dengesiz ve stabil olmayan bir ruh haline sürüklenmiş hisseder. Bir gün sevildiğini düşünebilir, ertesi gün ise tam tersi bir tabloyla karşılaşabilir. Bu durum, kişinin yorgunluk ve yıpranma duyguları arasında gidip gelmesine neden olur. Güven ve sevgiyle kurulan ilişkilerde iç huzur sağlanabilirken, iniş çıkışların hakim olduğu ilişkilerde kişi fark etmeden kendisini zehirler.”
Neden Toksik İlişkilere Çekiliriz?
Gök, bu sorunun temel nedenlerine de değinerek, “Yok saymak ve fark etmemek” kavramlarının ilişkideki rolünü açıkladı. “Kişi, kendi gerçekliği ve çocuklukta kazandığı dinamikler doğrultusunda hikayeler kurar. Eğer çocuklukta yeterli sevgi, güven ve değer görmediyse, yetişkinlikte de aynı döngüyü sürdürme eğilimi gösterir. Bilinçaltı, geçmişte yaşanılanları ve duyguları tekrar yaşama isteğiyle hareket eder.”

İkinci olarak, “Bağımlı ilişki türleri ve kendini kanıtlama arzusu” üzerinde duran Gök, şunları söyledi: “Bir ilişkide kişinin kabul edilme, sevgi ve değer görme ihtiyacı, bağımlı hale gelmesine neden olabilir. Bu durumda kişi, ilişkideki toksik yapıyı kabul ederek veya görmezden gelerek, farkında olmadan kendisini bu döngüye hapseder.”
İlişkide Duygusal Döngü ve Bağlantılar
Gök, toksik ilişkinin kabul edilmesinin ve devam ettirilmesinin temel nedenlerinden biri olarak, “Kişinin kendi duygusal döngüsüyle bağlantılı olmasını” vurguladı. Ayrıca, “Düzenli ve bilinçli olmayan davranışların

kapsamında, kişinin kendisini koruma içgüdüsüyle hareket ettiğine dikkat çekti. “Bu içgüdü, kendini savunma ve zarar görmemek adına ortaya çıkar. Kişi, bazen bilinçli olmadan, ‘O bana zarar vermeden ben ona zarar vermeliyim’ düşüncesiyle hareket edebilir.”
Toksik İlişkiler Sağlıklı Bir İlişkiye Dönüşebilir mi?
Gök, bu konuda umut verici açıklamalarda bulunarak, “Evlilikte iki taraf da fark ederse, bu durumu düzeltebilir” dedi. Sağlıklı bir ilişkinin temelinde güvenin yattığını ve bu güvenin yeniden inşa edilmesiyle, toksik ilişkilerin dönüştürülmesinin mümkün olduğunu belirtti.
Kaynak: Yasemin.com












